Sürecin Önü, Sonu…
Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’deki açıklaması ile başlayıp Öcalan’ın çağrısı ile ivmelenen süreç, PKK’nın kongreyi topladığını ve tarihi karalar aldığını açıklamasıyla çok önemli bir noktaya taşındı. Kim tarafından başlatılıp kim tarafından sübuta erdirilirse erdirilsin, lamı cimi yok, gelinen noktada emeği olan herkes sürece ve tarihe adını yazdıracaktır. Tabii bir takım teknik ve siyasi aksaklıklar çıkmaz ve süreç gerçek manada sübuta erdirilebilirse…
Kongreyi Öcalan’ın yönetmesi konuşulmuştu, bunun olup olmadığını bilmiyoruz. DEM Parti yetkililerinden “Teknik bağlantı kurulmuş olabilir.” gibi bir yorum geldi. Geçtiğimiz hafta da Ankara’da ameliyat olduğuna dair söylentiler çıkmıştı ki sanırım bu yeni normale alışmalıyız. Kongreyi yönetmiş olsun veya olmasın Öcalan sürecin en önemli aktörlerinden birisidir. Bahçeli’nin çağrısını karşılıksız bırakmadı –veya her şey planlanmıştı, kurgunun böyle işlemesi istendi- ve tarihi çağrıyı yaptı. Konuyu Öcalan ekseninde ele alan kötü niyetli bir takım kalem sahipleri ve siyaset erbapları var. Bunu kasıtlı yapıyorlar. Çünkü Öcalan’ın toplumun kahir ekseriyetindeki karşılığının “bebek katili, terörist başı...” olması hasebiyle toplumsal sinir uçlarıyla oynamaya çalışıyorlar. Belki böyle bir kavganın devam etmesinden nemalanıyorlar, belki de sorunu çözen odaktan duydukları rahatsızlık sebebiyle böyle yapıyorlar. Gerek yaşı gerekse geçmiş hikâyesi itibariyle Öcalan’ın süreçteki rolü sınırlı olacaktır. Veyahut süreci yönetenlerin işlerine geldiğinde kullandıkları bir aparata dönüşecektir,........
© Gazete Pencere
