menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Uyuyamıyorum! Palyaçolar beni yiyecek!

14 0
21.09.2025

Kasım 1979’da 22 yaşındaki antika satıcısı Brent David Bailey’nin cesedi Los Angeles şehir merkezinde, park halindeki bir arabanın arka koltuğunda bulundu. Kafası tamamen ezilmişti ve dövülerek öldürülmüşe benziyordu. İki haftadan kısa bir süre sonra ise, 67 yaşındaki emekli öğretmen Henry Kuizenga’nın cesedi Oceanside’daki bir kulübede bulundu. Aynı şekilde öldürülmüştü. İki cinayetin de faili olduğu düşünülen Paul Kelly mahkemede suçunu itiraf etti ama ısrarla bir suç ortağından bahsediyordu: “Weary Willie” (Yorgun Willie).

Şimdi biraz geriye gidelim ve öyküye “Yorgun Willie”nin kim olduğundan başlayalım. Palyaço karakterlerinin ana alt tiplemelerinden biri olan “Serseri”nin bir temsili “Yorgun Willie”. (Arketipleri, temsilleri, tarihleri ve fonksiyonlarıyla, palyaçoların okuması çok keyifli ve geniş bir literatüre sahip olduklarını belirtmeliyim.) “Serseri” tümüyle Amerikalı bir palyaço, Büyük Buhran döneminde demiryollarında yolculuk eden serserilerden esinlenerek yaratıldığı biliniyor. İsli yüzlerinin, gözlerinin ve ağızlarının etrafındaki beyazlığın, demiryollarından gelen kömür dumanına bir gönderme olabileceği düşünülüyor. Traşsız yüzü ve dağınık haliyle; her şakanın hedefi olan, kıçına hep tekme yiyen, fışkıran bir çiçekten yüzü ıslanan kaderiyle 20. yüzyılın en bilindik palyaço tiplemesi.

Bir aile laneti

“Serseri” palyaçoların en ünlü isimlerinden olan “Yorgun Willie” karakteri, Emmett Kelly (Sr.) (1898 – 1979) tarafından yaratıldı ve ilk kez 1933’te sahne almaya başladı. Ancak “Yorgun Willie” Emmett ailesinin tarihinde, palyaçoluk tarihinden çok daha önemli bir rol oynadı.

Warner Bros, 1950’de Emmett Kelly’ye “Şişko Adam” filmi için, üç kişiyi öldüren bir sirk palyaçosu rolünü teklif ettiğinde, Emmett teklifi, “Willie’nin bir katil olarak tanınmasını istemediği için” reddetti. Emmett Kelly ve “Yorgun Willie”nin kimlikleri arasındaki sınırın geçirgenliği artmıştı, bir röportajında Emmett’in söyledikleri de bu savı doğruluyordu: “Willie bana yalvarıyor gibiydi, Roosevelt Oteli’nde, arabanın bagajında yatıyordu. Onun sahip olduğu tek şeyin eski püskü bir takım elbise, macun gibi bir burun, biraz boya ve bir çift büyük sallanan ayakkabı olduğu düşünülse de, Willie’nin de bir kalbi olduğunu biliyordum. İkimiz aynıydık.”

Görünüşe göre “Yorgun Willie”nin sızdığı tek yer Emmett’in zihni değil, ev hayatının içine de girmiş. Emmett’in karısı Eva, “Willie’ye olan takıntısından dolayı” Emmett’ten boşandı, hem de Emmett’in “Willie’nin de sekse ihtiyacı olduğunu” söyleyip, sevişirken bazen Willie gibi giyindiğini iddia ederek...

1960’da Emmett’in 40 yaşındaki oğlu Emmett Kelly Jr., “Yorgun Willie”nin kendi yarattığı versiyonuyla – daha az üzgün bir Willie – sahne almaya başladı ve karısı Dorothy’nin tüm itirazlarına rağmen, 1964’te Willie gösterisiyle turneye çıktı, ancak çiftin beş çocuğundan biri olan Paul Anthony, babasının turnede olduğu sırada bir tren kazasında bir bacağını kaybetti.

“Willie’nin ayakları kaşınıyor”

Kötü haberi alan II. Emmett (ya da II. Willie) turnesini yarıda keserek eve döndü ama bu dönüş kısa bir ziyaretten öteye gitmeyecekti. “Willie’s got itchy feet” (Willie’nin ayakları kaşınıyor) diyerek yollara döndü. İkinci kuşak Kelly ailesinde de boşanma gecikmedi, Dorothy’nin de benzer bir iddiası vardı: “Willie’nin kocamın ruhunu ele geçirdiğini hissediyorum.”

Şimdi sırada - “Yorgun Willie”nin aşina olduğu ismiyle - III. Emmett Kelly var. Paul Kelly, önce babasıyla birlikte sahne amiri olarak çalışmaya başladı, tek bacağına rağmen ip cambazlığı yaptı. Ardından “III. Yorgun Willie” olmaya karar verdi, bunu yapmak için oldukça geçerli bir de nedeni vardı: “Willie rüyama geldi ve ölmesine izin vermemem için yalvardı.”

Mart 1978’de en genç ve III. Kelly, California’ya taşındı ve birini kendisinin, diğerini ise Willie’nin kullanacağı iki yatak odalı bir eve yerleşti. Yakın bir arkadaşı, Paul’un de sıkça Willie’nin bedenini ele geçirdiğini söylediğini aktarıyordu. “Tıpkı büyükbabası ve babasını da ele geçirdiği gibi” Birkaç ay içinde Paul’un kişiliğindeki bölünmenin derinleştiği de anlaşılıyor. Willie’nin alter egosuyla yaşamak Paul’e iyi gelmişe benzemiyordu, kimliğinin Willie’ye tahsis ettiği kısmı çok içiyor, uyuşturucu kullanıyor, kontrolsüz ve riskli eşcinsel ilişkilere........

© Gazete Pencere