menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Amerikan tüfeğiyle ve dolarıyla sosyalizm kurulmaz!

16 0
25.11.2025

Kürt siyasi hareketine yakın ANF haber portalında ‘Fırat Dicle’ imzasıyla yayınlanan bir yazı doğrudan sosyalizme saldırı cüretini gösterdi. Yazının “öylesine” kaleme alındığını düşünmek saflık olacaktır.

Ancak işin tuhaf tarafı şu: Sosyalizme saldırırken “sosyalizm kılıfına” bürünmesi. Rojava’da kurulan rejimi sosyalist sayıyor, kendilerini demokratik sosyalizmin temsilcisi olarak görüyor ve Abdullah Öcalan’ı da büyük sosyalist teorisyen konumuna çıkartıyorlar.

“SSCB faşistti, Çin de kapitalist oldu zaten…” deniliyor. Bütün sosyalizm deneyimleri onlara göre berbat! Ama Rojava ise cennet! Yazının ana fikri bundan ibaret olmakla birlikte Rojava’yı “demokratik sosyalizmin” ilk adımı olarak kutsayan bir idealizm çıkıyor karşımıza. Reel sosyalizm bitmiş, “Kürtçü sosyalizm(!)” başlangıç oluveriyor!

Lenin’e henüz laf edememişler. Ama Stalin ile birlikte SSCB’yi ve doğal olarak Stalin’i faşizmle eşdeğer tutan bir akıl yürütme karşımızda bulunuyor. Geçmişte Stalin’e yönelik yapılan Troçkist ya da Avro-komünist eleştirileri biliyoruz. Reel sosyalizmi sosyal-emperyalist olarak gören Maocu tezleri de. Fakat Stalin’i ve SSCB’yi faşizmle suçlamak büyük cüret.

Ya da cehalet!

Nazizm’i ve faşizmi yenen büyük devlet adamı Stalin’e dil uzatmaktan çekinmeyecek kadar büyük bir kibir içindeler. Bu kibir ve cehalet, aynı zamanda Kürt siyasi hareketinin nereden beslendiğinin ve nasıl bir ideolojik politik hatta yerleştiğinin de örneği oluyor.

Nazizm’in yeniden hortladığı ve genel olarak Avrupa’da faşist sağın yükselişte olduğu bir dönemde Stalin’e saldırmanın dayanılmaz cazibesine Kürt siyasi hareketinin de kapılması, bu hareketin,........

© Gazete Manifesto