YEMEK PROGRAMI MI EDEPSİZLİK Mİ?
Bir zamanlar yemek programları; tariflerin, lezzet sırlarının, mutfak kültürünün paylaşıldığı, insanın damağı kadar ruhunu da besleyen bir televizyon şöleniydi. Şimdi ise bazı ekranlarda gördüğümüz ciddiyetten uzak sözüm ona “yemek yarışmaları” adeta birer münakaşa ve hakaretleşme meydanına dönüşmüş durumda. Tabaklardan yükselen buhar yerine, yarışmacıların birbirine çemkirdiği, hakaretlerin havada uçuştuğu, kırıcı sözlerin sofraya meze edildiği bir manzara izliyoruz.
Kimse kusura bakmasın ama bu manzara yemek kültürüne değil, düpedüz hayâsızlığa hizmet ediyor. Birkaç dakikalık reyting uğruna insanların kişiliklerinin ayaklar altına alındığı, basit bir yemeğin bahane edilip insan onurunun didik didik edildiği bu formatlar, toplumun ekran başında “rezil olana gülme” alışkanlığını körüklüyor. Oysa yemek birleştirir; insanları sofrada eşit kılar, paylaşmayı, sabrı ve nezaketi öğretir.
Bugün televizyondaki bu “bağır çağır” konsepti, yalnızca izleyicinin gerilim bağımlılığına hitap........
© Gazete İpekyol
