menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

CÖMERTLİK

9 0
13.10.2025

Bir zamanlar bir adam, cimriliğiyle tanınan bir tanıdığının evine misafir olur. Ev sahibi öyle sıkıntıya düşer ki, “Bu da nereden çıktı şimdi? Masraf çıkacak başıma,” diye söylenip durur içinden. Uzun düşünmelerden sonra aklına bir “tasarruf planı” gelir:
“Bir tas pekmez koyarım sofraya, yanına da kuru bir parça ekmek. Ekmek pekmeze batırılır ama pekmez çok yapışmaz; böylece hem ikram etmiş olurum, hem de pekmezim boşa gitmez.”
Nitekim dediğini yapar. Sofraya sadece bir tas pekmezle kuru ekmek gelir. Misafir, açlıktan birkaç denemeden sonra ekmeği pekmeze banmanın fayda etmediğini anlayınca, tası iki eliyle tutup doğrudan pekmezi içmeye başlar. Ev sahibi hemen telaşla bağırır:
“Beyim, pekmezi içme! Yüreğin yanar!”
Misafir gülümser, ağzını siler ve sakince cevap verir:
“Merak etme, Allah kimin yüreği yandığını çok iyi bilir.”
Bu küçük hikâye, cömertliğin ölçüsünü bir tokat gibi hatırlatıyor. Çünkü gerçek cömertlik, sofraya konulan yemeğin........

© Gazete İpekyol