menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnsanlığımızı kaybederken

9 0
07.08.2025

Yavaş yavaş bambaşka bir şeye dönüşüyoruz, dönüştürülüyoruz demek daha doğru. Etrafımız makinelerle çevrilirken adım adım tenekeleşmeye doğru gidiyoruz, bu da dehşete düşüreceğine haz veriyor. Onların hapishanesinde olmamıza rağmen kendimizi onların efendisi gibi hissediyoruz; zira tebaamız gibi gördüğümüz bu nesnelerin sayısı artırılıp daha cazibeli hale getirilirken fark ettirilmeden sundukları konforlu hayatların kölesi yapılıyoruz. Evlerimize de teknolojinin bu yılmaz neferlerini atamaya başladılar çok şükür; robot süpürgelerin abileri, ablaları ev robotlarını yakında yanı başımızda görebileceğiz… Reklamları gayet güzel, öyle videolar paylaşılmaya başlanmış ki…Şefkatli, dünya güzeli robot anneler… Bazıları karınları burunlarında bebek bekliyor, bazıları öyle hamarat ki mutfakta yemek pişiriyor. Yıllardır insanlıktan çıkarıyorlar bizi, şimdi de son voleyi vuracaklar. Düşünüyorum, düşünüyorum, “Bizleri insanlıktan çıkarmak için attıkları ilk adım neydi?” diye, bir karara varamıyorum. Akıllı telefonları cebimize yerleştirdikleri zaman mı, yoksa daha öncesinde diğer canlıların kulaklarına taktığımız küpelerdeki numaralar gibi bizlere sözde işlerimizi kolaylaştırmak için kimlik numarası verdikleri zaman mı? Daha da geriye götürebiliriz işi. Televizyonları evimizin ortasına bizi aptala çevirsin diye koydukları zaman mı? Karar vermek oldukça güç; ama asıl dayanak noktasının bizlerdeki gönüllülük isteği olduğu su götürmez.


Bu konuda distopya yazarları George Orwell (1984’ün yazarı) ve Aldous Huxley (Cesur Yeni Dünya’nın yazarı) arasında geçen diyalog önemli. Bu diyalog bir mektup üzerinden gerçekleşmiştir. Orwell’in “1984” adlı distopik romanı yayımlandığında Orwell eski öğretmeni olan Huxley’e bir kopyasını göndermiştir. Huxley de ona bir mektupla cevap vermiştir.........

© Gazete Gerçek