Süper Lig’de yeni sezon başladı: Peki tam olarak yeni olan ne?
Türkiye’de her futbol kulübü yeni sezona taptaze bir hikâyeyle girer. Fakat bu hikâyelerin çoğunda ortak bir sorun vardır: Başlangıç noktası, bir önceki sezonun devamı değil, ondan bağımsız bir sayfa gibi kurgulanır. Bunu bir “hafıza kaybı” metaforuyla açıklamak kolay; ancak asıl mesele, kurumların nasıl çalıştığıyla ilgilidir.
Türkiye’de futbol kulüplerinin önemli bir bölümü, spor işletmesi olmaktan çok, sürekli güncellenen bir “vaat yönetimi” mekanizması gibi işliyor. Burada vaat yönetimini, baskıyı kısa süreliğine düşüren, görünürlüğü yükselten, hesap vermeyi durmadan erteleyen ve meşruiyeti medyatik başarılara bağlayan bir siyaset tarzı olarak algılayabilirsiniz.
Bu yazı, “Neden hep yeniden başlıyoruz?” sorusuna ekonomik, örgütsel ve kültürel açılardan bakıyor; ardından pratik bir dönüşüm planı öneriyor.
İyi yönetilen bir kulüp ile kötü yönetilen bir kulüp arasında somut bir ayrım vardır: Biri plan yapar, diğeri kampanya üretir. Plan, dış koşullar değiştiğinde bile omurgasını koruyan bir dizi kural ve önceliktir; kampanya ise kısa vadeli dikkat çekme çabasıdır. Plan, bir fikri kurumsallaştırır; kampanya, fikri şahıslara bağlar ve sonuç gelmediğinde o şahısları değiştirir.
Türkiye’de sezon öncesi kampanyaları, çoğu kulüpte planın yerini alıyor. Bu yüzden de rol yerine isim transfer ediliyor. Kadroya örneğin belirli tipte bir sekiz numara değil de “tanınmış oyuncu” ekleniyor. Takım mimarisi kısa vade odaklı kuruluyor. Teknik direktör ve oyuncuların sözleşmelerine “hemen etki” beklentisiyle büyük teşvikler yazılıyor, “tabela” odaklı performans primi ağırlık kazanıyor.
Kadro sirkülasyonu yönetilemiyor. Aynı yaz penceresinde hem omurga hem de yan parçalar aynı anda değişiyor, böylece soyunma odası hafızası kayboluyor.
Sonuç da doğal olarak bir sonraki yaz yine “yeniden başlamak” zorunda kalınması oluyor.
Kulüp içindeki karar zincirini dört halka olarak düşünebiliriz: Başkan/yönetim, icra kurulu (CEO/futbol direktörü), teknik ekip ve analitik-performans birimleri. Türkiye’de sorun, bu halkaların aynı hedefe kilitlenememesi. Başkan/yönetim “bu sezon tek hedefimiz şampiyonluk” gibi kampanya diliyle konuşurken; futbol direktörü kadroyu gençleştirmekten bahsediyor, teknik direktör üzerindeki aşırı beklentiler........
© Evrensel
