MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlayan ve Abdullah Öcalan’ın PKK’ye fesih kongresi çağrısıyla ivme kazanan sürecin, PKK’nin fesih kongresi ve silah imha töreniyle ulaştığı aşamaya kadar, Cumhur İttifakı aktörleri arasındaki uyum sıkça tartışma konusu olmuştu. Erdoğan’ın özellikle PKK’nin 11 Temmuz günü Süleymaniye yakınlarındaki silah imha töreninden bir gün sonra yaptığı açıklamalar, ‘terörsüz Türkiye’ söylemi dışında, ‘çözüm’ odaklı olarak iktidarın üzerine aldığı bir görev tarifi yapmasa da, süreci ilk kez bu netlikte sahiplenmiş olması Kürt siyasi çevrelerinde genel olarak olumlu not edildi.

Ancak cezaevlerinden gelen ve Sözcü gazetesini fazlasıyla rahatsız ettiği anlaşılan(!) kısmi tahliye haberleri dışında iktidar adına atılan bir adıma tanık olunmazken Suriye’de YPG/PYD ve Demokratik Suriye Güçleri üzerindeki kuşatmanın arttığını, Cumhur İttifakı aktörlerinin bu konuda eş güdümlü hareket ettiklerini, dahası İmralı’ya çağrı niteliğinde açıklamalarla planlarını etkili hale getirmeye çalıştıklarını görüyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, KKTC ziyareti dönüşünde, 21 Temmuz günü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken yaptığı iki vurgu dikkat çekiciydi:

“1/Yakında Meclis zemininde ilerlemenin yaşandığına şahitlik edeceksiniz. Biz terörsüz bir geleceği inşa etmekte kararlıyız.

2/Bölgemizde yaşanan hadiseler, bir kez daha........

© Evrensel