Büyüyen kim, yoksullaşma kime?
Bir ülkede üretim, tüketim ve bölüşüm ilişkilerinin yapısı ve niteliği, gelir dağılımında yaşanan adaletsizliği geri plana iterek ya da görmezden gelerek hesap yapılmaz. Ancak TÜİK, enflasyon, büyüme ve işsizlik oranları gibi temel ekonomik göstergelerle ilgili rakamlara adeta takla attırarak açıkladığı sayısal verilerle gerçekleri olduğundan farklı yansıtmaya devam ediyor.
TÜİK, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde (temmuz-eylül) ekonominin yüzde 3.7 büyüdüğünü açıkladı. Hükümet temsilcileri bu rakamı başarı gibi sunmaya çalışsa da gerçek durum açıklanan verilerden farklı. Büyüme verilerinde oransal olarak en büyük pay yine hane halkı tüketimine ait. Bu durum büyümenin yine iç talep ve tüketim üzerinden sürdüğünü gösteriyor. Uzun yıllardır, büyüme verilerinde tüketim harcamalarındaki artışlar belirleyici olduğundan ‘Gerçekte kimin ekonomisi büyüdü?’ sorusu önem kazanıyor.
Milli gelir içinde emek gücünün aldığı pay yıllar içinde azalırken, sermayenin kârı ve milli gelirden aldığı pay istikrarlı şekilde artmaya devam ediyor. Bu durum, emekçilerin üretim sürecine daha fazla katkı sağlamasına rağmen, iş bölüşüme gelince emekçilerin hakkının nasıl gasbedildiği anlaşılıyor.
Türkiye ekonomisindeki büyümenin sınıfsal olarak emekçiler lehine değil, sermaye lehine........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein