Savaş kapitalizmin gıdasıdır
Yıllardır savaş gündelik hayatımızın bir parçası olageldi. Özellikle her türlü alçaklığın gübreliği halinde emperyalistlerin verimli tarlası haline gelen bölgemiz halkları, bir nefeslik olsun huzur görmüyor. Neden sonu gelmiyor savaşların? Bunun sebebi yalnızca kötülük ve hakimiyet hırsı mıdır? Yoksa savaşla beslenen ve doymak bilmez bir ejderhanın pençesinde yaşıyor olmamız mı?
Ejderhanın adı emperyalizmdir ve onun politikaları ve özellikle savaş politikaları kapitalist ekonominin işleyişini sağlayan araçlardır. Bir başka deyişle savaş olmaksızın emperyalizm nefes alamaz.
II. Emperyalist Savaş’tan sonra, yani 1940’lı yılların ortasından bu yana, yeni bir “Dünya Savaşı” çıkmadığına bakarak bazıları, emperyalizmin artık barışçıl bir çağa geçtiğini, hatta emperyalizmin kendisinin ortadan kalktığını propaganda etmeye başladı.
Yeni bir dünya savaşının olanaksız olduğunu ileri sürenler, SSCB, ABD ve Avrupa’yı kapsayan bir savaş modeli üzerinden düşünüyorlar ve böyle olmadıkça, dünyanın hemen her köşesinde patlayan silahları, uçuşan füzeleri, yüz binlerce sivil insanın, kadın-çocuk ayrımı olmaksızın can vermesini ölçü olarak almaya yanaşmıyorlar. Büyük savaşları konu edinen birçok filmde görürüz, uzaktan top sesleri gelmektedir, birkaç yüz metre ilerden tanklar, askeri kamyonlar geçmektedir, ama köylüler işlerine devam etmektedir. Ta ki işgal ordusu evinin kapısına dayanana kadar onlar için savaş yoktur; atı, öküzü ölmemiş, tarlası henüz postal izi görmemiş, damına bomba düşmemiştir, öyleyse galiba savaş yoktur!
II. Emperyalist Savaş sonrasında dünya, hiçbir zaman barış içinde olmadı. Güvenilir kaynaklara göre, 1945’ten günümüze kadar süren savaşlar ve iç çatışmalar, sonucunda 70 ila 100 milyon arasında insanın öldüğünü tahmin ediliyor. Avrupa’da dengeler yerine oturmuş, büyük güçler kendi aralarında doğrudan çatışmalara son vermiş ve görünüşte “dünya barışı”........
© Evrensel
