menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu yaz yollara düştük.

8 0
17.07.2025

Bu yaz yollara düştük. Ailecek. Ama bu bir tatilden çok daha fazlasıydı.

Ben, baba olarak bir görev bildim kendime: Evladıma dedelerimizi göstermek… Haritalarda değil, taşlarda, sokaklarda, camilerde, mezar taşlarında anlatmak istedim. Çünkü geçmiş, kitapta değil; gidip gördüğünde, diz çöküp dua ettiğinde, göz göze geldiğinde kendini anlatıyor.

İlk durağımız Selanik’ti. Atatürk’ün doğduğu evde sessizce dolaşırken, duvarda asılı duran fotoğraflara değil, evin ruhuna baktık. Orası bir liderin değil, bir devrin doğduğu yerdi.

“Bak oğlum,” dedim, “buradan bir fikir doğdu, bütün bir milleti ayağa kaldırdı.”

Manastır’da Askerî İdadi’ye vardığımızda gözlerim doldu. Sanki genç Mustafa Kemal köşeden çıkıp geçecek gibiydi. O taş merdivenlere, sınıf kapılarına baktım uzun uzun. O okulda sadece subay yetişmemişti; vatanı için düşünen, direnen bir milletin evladı doğmuştu.

Ohrid ise başka bir huzurdu. Göl kenarında yürürken hem biz eğlendik, hem de Osmanlı evlerinin gölgesinde geçmişe uzandık.

Bir yaz beldesinde bile tarihin gölgesi vardı.

Tiran’da Ethem Bey Camii’ne uğradık. Sessiz sedasız, vakur. “Bu şehirde biz vardık,” dedirten bir cami. Kimseye ispatlamaya gerek yoktu, taşlar konuşuyordu zaten.

Budva........

© Enpolitik