menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nöro-sürdürülebilirlik

6 0
18.11.2025

Sürdürülebilirlik sadece ‘farkında olmak’ meselesi değil. Zaten farkındayız. Somut ilerleme için asıl mesele beynimizin nasıl çalıştığını anlayıp, sürdürülebilirliği ona göre tasarlamak olacak.

Sürdürülebilirlik alanında her yıl daha fazla veri, daha fazla kanıt ve daha iddialı hedefler ortaya konuyor.

Teknoloji hızlanıyor, şirket stratejileri gelişiyor, regülasyonlar artıyor. Fakat tüm bu ilerlemeye rağmen toplumların ve kurumların davranışlarında beklenen ivmeyi göremiyoruz.

Soru basit ama rahatsız edici: “Bunca keskin veriye rağmen neden hâlâ istenen dönüşümü sağlayamıyoruz?”

Bu sorunun cevabını Kognitif Nörobilim ve Nöropsikoloji Uzmanı Neşe Merdinler şöyle tanımlıyor: “Sürdürülebilirlik bir beyin işleyişi ve bilişsel dönüşüm meselesidir. Ve ne yazık ki bunun dikkate alınmaması, sürdürülebilirlik için harcanan zaman ve emeğin aleyhine çalışıyor.”

İklim krizinin uzun vadeli doğası, beynin evrimsel tasarımıyla çarpışıyor. Hızlı ödülleri seven, anlık tehditlere odaklanan bir sistemle yaşıyoruz. Gelecek ise beyin için soyut, uzak ve çoğu zaman ‘acil’ olmayan bir alan.

Öyle ya. İklim krizi uzun vadeli, yavaş, kademeli, soyut ve belirsiz. Beynimiz ise kısa vadeli, hızlı, somut, kesin ve acil tehditlere odaklı. Dolayısıyla, iklim krizi meselesi, beynimizin evrimsel yazılımına ters bir yapıda. İnsanlık adına varoluşsal bir konu olsa bile, iklim krizi beynimizde aynı tonda yankı bulmuyor.

Nörobilim araştırmaları, beynin temporal iskonto adı verilen bir fenomenle çalıştığını gösteriyor: Gelecekteki bir ödül ya da tehdit, bugünkünden daha az değerlidir.

Bu sadece bir tercih değil,........

© Ekonomim