Zengezur’dan Trump Yolu’na
Haritada yalnızca 43 kilometrelik dar bir hat olarak görünse de Zengezur koridoru yüzyıllardır imparatorlukların ve devletlerin kontrol etmek için çaba gösterdikleri, Ortaçağ’dan bu yana ticari taşımacılığın rotasını tayin eden çok kritik bir geçit alanı. Özellikle Tebriz-Gence-Tiflis hattının Karadeniz limanlarına uzanan ana ticaret yolu olması itibarıyla Zengezur bölgesi hep önemli bir kervan güzergahı olagelmiş.
Şimdiki jeopolitik önemi ise hem bölgesel hem de küresel aktörlerin dünya stratejisini etkileyebilecek bir içeriğe haiz. Zengezur, enerji, ticaret ve lojistik hatlarının yeniden çizildiği bir koridorlar savaşının tam ortasında yer alıyor. Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Rotası’nın (TITR) tamamlayıcısı olması, Çin’den Avrupa’ya uzanan Orta Koridor’un, Gürcistan veya Rusya’ya uğramadan Azerbaycan ve Türkiye üzerinden bağlantısını sağlıyor. Tıpkı ipekten iplerle dokunan eski ticaret yolları gibi, görünenden çok daha fazlasını birbirine bağlayan bir hattan söz ediyoruz. Dolayısıyla Trump’ın Nobel’e aday gösterildiği yeni bir fırsatın doğmasını sağlayan(!) ABD müdahalesinin oldukça stratejik bir anlamı var.
Geçtiğimiz günlerde Washington’da ABD arabuluculuğunda imzalanan Ermenistan-Azerbaycan anlaşması, yalnızca iki ülke arasındaki onlarca yıllık düşmanlığı bitirmenin yanı sıra Güney Kafkasya’nın geleceğini de belirleyecek bir girişim. Zira burası, Amerikan dış politika stratejisini anlamak isteyenlerin ilk baktıkları referans kaynak olan Brzezinski’nin “Büyük Satranç Tahtası” kitabında Avrasya’nın kırılgan eklemleri olarak tanımladığı Mihver Devletler bölgesi. Brzezinki’ye göre “Avrasya’yı kontrol eden dünyayı........
© Dünya
