Konut üretiminde olası dışlama etkisi (Crowding-out)
Türkiye, uzun yıllar sonra yeniden büyük ölçekli bir sosyal konut hamlesine hazırlanıyor. 81 ilde toplam 500 bin konut inşa edilecek. Bunun 100 bini İstanbul, 30 bini Ankara, 21 bini İzmir için planlanmış durumda; kalan bölüm ise diğer büyük şehirlere dağılacak.
Ayrıca sosyal kapsayıcılık açısından da dikkat çekici bir dağılım var:
-Şehit aileleri, gaziler ve engelliler için %5,
-Üç ve daha fazla çocuklu ailelere ,
-Emeklilere ,
-18–30 yaş arası gençlere yine oranında kontenjan ayrılmış.
Fiyatlar da gelir seviyesine göre şekillendirilmiş: peşinatla, 240 ay vade üzerinden, 1 milyon 800 bin TL’den başlayan satış bedelleri ve aylık 6.750 TL’den başlayan taksitlerle ödeme planı oluşturulmuş durumda.
Bir diğer önemli yenilik ise, özellikle İstanbul’da başlatılacak kiralık sosyal konut uygulaması. TOKİ eliyle hayata geçirilecek bu modelde 15 bin kiralık sosyal konut üretilecek. Öncelik; işçiler, asgari ücretliler, genç çiftler ve kentsel dönüşüm sürecindekilerde olacak. Aktarılan bilgiler ölçeğinde, bu konutlar rayicin yarı fiyatına kiralanacak, 3 yıllık sözleşmeler yapılacak ve süresi dolan konutlar bakım sonrası yeniden kiraya verilecek. Yani “kira döngüsüyle sürdürülen” bir sistem hedefleniyor.
Tüm bu detaylara bakınca, gerçekten önemli bir kamu girişiminden söz ediyoruz. Ancak burada kritik bir denge meselesi var. Mevcutta var olan sosyal konut projelerine ilave böylesine geniş ölçekli üretim, yani yarım milyonluk kamu konut hamlesi, özel sektörün üretim........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein