menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İşinize pembe gözlükler ile bakmayın!

17 0
12.08.2025

Pek çok şirket, sorunlarını ya da bir krizin içinde olduğunu kabul etmekten kaçınır. Bu, sadece kötü gidişatın değil, aynı zaman­da büyüme potansiyelinin de önünü tıkayan en temel problemdir. Tıpkı bir insanın hasta olduğunu kabullenmeden doktora gitmemesi gibi, şirketler de kendi içlerindeki rahatsız­lıkları görmezden gelerek, durumu daha da kötüleştirirler.

Müşteri memnuniyetinin dibe vurduğu, şikayetlerin katlandığı, ancak herkesin “dış konjonktür böyle” diyerek durumu geçiştir­diği bir senaryoyla sıkça karşılaşırız. Evet, ci­ro vardır belki ama kârlılık düşmüştür. Kimse bunun nedenini içeride aramaz, çünkü o za­man sorumluluk almak gerekir. Oysa, yeni ra­kiplerin yükselişi veya kalite/teslimat sorun­ları nedeniyle azalan talep, içerideki çürüme­yi işaret eden en güçlü alarm zilleridir.

Çalışan turnover oranı yüksekse, bu genel­likle “Ah, bu yeni kuşaklar iş beğenmiyor” gi­bi klişelerle açıklanır. Kimse, şirketin yöne­tişim yapısını, çalışan deneyimini veya ka­riyer gelişim olanaklarını sorgulamaz. Aynı şekilde, belirli pozisyonlarda kritik kişilere bağımlı çalışmak, “sadık insan iyidir” ya da “o artık aileden” diyerek normalleştirilir. Bu durum, şirketi tek bir kişinin........

© Dünya