Müslümanlar kıyamda olsaydı müminler kıyımda olmazdı
Gazze’ye Mart ayından bu yana hiçbir şekilde ulaş(tırıla)mayan yardımlar, açlıktan ölümlerin geldiği korkunç boyut ve Ebu Ubeyde’nin yüzümüze şamar, gönlümüze ağır bir daralma olarak inen beyanları içinde bulunduğumuz ezik, rezil ve zilletli halin pür-melalidir.
Böyle bir yazıyı kaleme almaktan haya ediyorum; fakat iman edenlere, Allah yolunda cihad edenlere ve Gazze’ye olan sevgim, sorumluluk duygusu ve dualarıma vird-i zeban olan “Ya Rabbi, beni başta Gazzeli olmak üzere tüm mazlumlara maddi ve manevi, bedeni ve ruhi destek olabilecek, imdat olabilecek ve el verebilecek zaman, zemin ve imkanla nasiplendir!” duası yazmak dahil bir şeyler, çok şeyler ve acil şeyler yapmam gerektiğini ortaya koyuyor.
Bu satırlar, yüzüm Allah’a dönük, kulağım Gazze’den gelecek güzel haberlere hasret ve kalbimin daraldıkça daraldığı bir halde yazıyorum. Her cümlenin içine çokça utanç, yürek yangını, pişmanlık, imkanı olduğu halde destek vermeyenlere öfke ve zalimlere lanet katarak yazıyorum.
Ey Ebu Ubeyde, Gazzeli her kişi ve açlıktan dolayı “Ya Nasır, Ya Kadir ve Ey Müslümanlar!” diye sitem ve umutla seslenenler her kelimeniz ve her bakışınız şimdiden bir mahşer meydanı gibi geliyor bana.
Ey Ebu Ubeyde! Gerçek mahşer meydanında “Korkaklığınız, bencilliğiniz, menfaatleriniz ve politik hesaplarınız uğruna yalnız........© Doğruhaber
