menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cami ve Cemaat Olma Sorumluluğu

93 0
10.10.2025

Asr-ı saadetten günümüze camiler önemini hiç kaybetmemiştir. “Biz Müslümanlar olarak ne kadar değerlendirebiliyoruz?” sorusunun cevabı ayrı bir konudur. Mescitler ve camiler bizi besleyen temel mekanlarımızdır.

Camilerin en temel konularından birisi camiye gelen cemaatlerdir. Asr-ı saadet örneğinden biliriz ki camiler, toplumun her kesimine kucak açan, usulüne uygun kimseden izin alınmadan girilebilecek tek mekan olma özelliği taşımaktadır. Camilere cemaat olma sorumluluğu sadece fazla sevap elde etmek için değildir. İbadetlerin yerine getirilmesinde Peygamber Efendimiz (sas)‘in uygulamaları, tavsiye ve emirleri bizim için öncelikli bir konudur. Yerine getirdiğimiz bir ibadet veya davranışın şüphesiz birden fazla kazanımları vardır.

Cemaat Olmanın Kazanımları

Mescitler ve camiler tevhidin en temel göstergesidir. Toplumdaki isim ve ünvan farklılığına rağmen mescit ve camide herkes bir ve eşittir.

Dini bilgilerin ve pratiklerin ilk öğrenildiği mekanlar mescitler ve camilerdir. Temelleri asr-ı saadete dayanan camilerdeki eğitim geleneğini biz özellikle yaz döneminde devam ettirmekteyiz. Yine velilerin isteğine bağlı olarak yıl içinde de bu eğitimi sürdürmekteyiz.

Aynı işi yapanlar arasındaki kaynaşma daha güçlü olur. Toplumda herkesin farklı meşguliyetleri vardır. Aynı işi yapanların oluşturduğu meslek teşekkülleri vardır. Ama bir de toplumun tamamını kapsayan bir davranış vardır ki o da mescitlere ve camilere cemaat olarak bu birlikteliği sağlamaktır.

Farklı yaş grupları mescitler ve camilerde toplanır ve etkileşim oluşur. Her toplum için önemli olan fertler arasındaki tanışma ve etkileşimi en güzel şekilde mescitler ve camiler bize sağlar.

Aydın-halk kaynaşması kendiliğinden oluşur. Özellikle Cuma namazları, Ramazan günleri ve bayram günleri gibi özel günlerde bu daha güçlü yaşanır. Bir toplumun aydınları içinde yaşadığı........

© Diyanet Haber