Arşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti?
Korkut Boratav Hoca, 12 Eylül darbesini, ‘sermayenin karşı saldırısı‘ diye tanımlamıştı. Büyük sermaye, Meclis’teki (ve basındaki) temsilcileri, 1960’ların sonundan itibaren 1961 Anayasası’ndan rahatsızlıklarını her fırsatta dile getirmiş, özgürlüklerin ‘bol geldiğini’ iddia etmişlerdi. 12 Eylül’ün provasını 12 Mart Muhtırası’yla yapıp hak ve özgürlükleri törpülediler. 12 Eylül’de yarım kalan işlerini tamamladılar.
Ecevit’in zar zor kurabildiği hükümeti düşürmek için epey çaba harcayan, gazetelere arka arkaya verdiği tam sayfa ilanlarla yönetimi zorlayan TÜSİAD, darbeden memnundu. O güne dek işçinin güldüğü, artık kendilerinin yüzünün güleceğini müjdeliyordu kimi patronlar. Haksız değillerdi, zira 12 Eylül zihniyetinin tasarladığı anayasa, anayasa tarihimizi belli açılardan ters yöne çevirmeyi hedefleyen, devleti yurttaştan, patronu işçiden korumayı hedefleyen bir metindi. 1980 ile 1983 arasında kabul edilen mevzuat da anayasaya uygundu kuşkusuz.
TÜSİAD arada bir demokratikleşme raporları yayınlayıp anayasa taslakları vs. hazırlattı yıllar içinde; kendisinin ve memleketin façasını biraz düzeltmek istedi. Fakat demokrasi, hukuk devleti talepleri de bir yere kadar kuşkusuz, ölçüyü kaçırmamak gerek, bildiğim kadarıyla, şu ana dek Osman Kavala hakkında bir cümle kurmuş değiller! Devlet hukuk devleti olmazsa ekonomi düzelmezmiş, sermaye demokrasi istermiş, falan filan…
12 Eylül Cuma günü Kenan Evren’in TV’de yaptığı ve hemen ardından Resmi Gazete’de ilk MGK bildirisi olarak yayınlanan metin darbecilerin rahatsızlıklarını ve hayallerindeki ülkeyi-toplumu anlayabilmek için eşsiz bir kaynak. Darbenin ‘dibacesi’dir o konuşma, ya da gelecek yılların ‘peşrevi.’ Satır satır okumanızı tavsiye ederim.
Bildiride ve sonrasında başlayan anayasa görüşmelerinde ‘amaçlanan’ her şey fazlasıyla gerçekleşti ve darbeci generaller, belki birkaç sapma dışında hedeflerine büyük ölçüde ulaştı. Kenan Evren, sonraki aylar ve yıllar içinde benzer konuşmalar yaptı, çok konuştu. Çeşitli vesilelerle konuşmayı seven başka generaller de oldu. Bugün, milletvekili Hulusi Akar’ın şu çok tartışılan sözlerine bakıp ah-vah çekenlere, geçmişteki generallerin konuşmalarına göz atmalarını öneririm. ‘Niteliğin’ aynı olduğunu fark edeceklerdir. O devirlerde, içinde ‘Atatürk’ olan sığ ve gereksiz konuşmalar dinliyorduk, hepsi bu.
Evet, Evren çok ve boş konuşan biriydi ve darbeciler, hayalini kurduğu hukuk düzenini birkaç yılda yarattı. Önce var olan anayasa çöpe atıldı, geçiş dönemi ‘anayasası’ yürürlüğe girdi, anayasa ve hukuk her fırsatta aşağılandı, örneğin sıradan MGK kararları anayasa değişikliği kabul edildi, parlamentonun yetkileri ‘beş general’e geçti, Kenan Evren olağanüstü yetkileri elinde topladı, Kurucu Meclis bütünüyle MGK’nın tercihi doğrultusunda oluşturuldu, kamuoyunun tartışmasına izin verilmedi vs.
Bir kez daha hatırlatmak gerekir, yalnızca anayasa değil, onu tamamlayan mevzuat da o zaman zarfında kabul edildi; siyasal yaşamı düzenleyen çok önemli yasalar 1980 ile 1983 arasında çıkarıldı ve anayasanın –uzun yıllar........
© Diken
