menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’de Televizyon Haberciliğinin Geleceği: Ekonomik Daralma, Etik Erozyon ve Yeni İş Modelleri

10 0
04.11.2025

21. yüzyılda yaşanan ekonomik ve teknolojik dönüşümler sebebiyle Türkiye’de birçok farklı pazarda yaşanan ekonomik zorluk en çok medya sektörünü etkiliyor. 24 Nisan’da yazdığım yazıda detaylı bir şekilde bu konuyu anlatmıştım.

O yazıda, gazetecilik endüstrisinin para kazanmak için yeni bir gelir ve iş modeli de geliştiremediğine değinmiştim. Öte yandan, bu olumsuz durumdan etkilenen dezavantajlı gruplardan biri de televizyon haber kanallarında çalışan medya çalışanları.

Bu yazıda, Türkiye’de televizyon haberciliğinin durumunu ve televizyon haber kanallarında çalışan medya çalışanlarının yaşadığı sorunları örnekleriyle ele alırken bu problemlerin çözüm yollarına dair önerilerimi de paylaşacağım.

Türkiye’de Televizyon Haberciliğinin Durumu

Gazeteci Sercan Meriç’in sosyal medya hesabından paylaştığı bilgilere göre, Ekim ayında TV100 kanalında 100 kişinin işine son verildi. Yine aynı kanalın yayın faaliyetlerini yakın zamanda durduracağı yönünde iddialar da ortaya atıldı. Gülseven Medya Grubu bünyesinde yer alan TV100 kanalında yaşanan bu gelişmeler, medya sektöründe yaşanan ekonomik daralmayı ve yönetimsel sorunları yeniden gündeme getirdi.

Öte taraftan, Ekim ayında gazeteci İsmail Saymaz, iş insanı Mübariz Mansimov’un çekilmesiyle Ekol TV’nin küçülme kararı aldığını paylaştı. Kanalın Ankara ofisinin kapatıldığını ifade eden Saymaz, toplam 300 gazetecinin işsiz kalacağını iddia etti.

Yine Ekim ayında bağımsız medya kuruluşu Halk TV’den dört kameraman düşük ücret dayatması sebebiyle işten ayrıldı. MedyaRadar’ın özel haberine göre ise Eylül ayında da TMSF’nin satışa çıkardığı Flash Haber TV tüm çalışanlarının iş akdine son verdi. Ayrıca ekonomik zorluklar nedeniyle KRT TV de yayın hayatına son verdi.

Yakın zamanda toplu işten çıkarmalarla gündeme gelen Demirören Medya’da son bir hafta içerisinde 50 medya çalışanının daha işten çıkmaya zorlandığı iddia edildi. Geçmişte Doğan Grubu’nun elindeki CNN Türk gibi çok sayıda medya kuruluşunu satın alan Demirören Grubu, Ahu Özyurt, Saynur Tezel, Cansel Poyraz Akyol ve Duygu Demirdağ gibi çok sayıda basın çalışanını da işten çıkarmıştı.

Türkiye’de televizyon haber kanallarında çalışan medya çalışanlarının ekonomik kaygılarının dışında politik kaygıları da var. Örneğin, TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın casusluk soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından kanala TMSF tarafından kayyum atandı. Diğer yandan Can Holding’e başlatılan soruşturma kapsamında da Habertürk, Show TV ve Bloomberg HT’nin de aralarında yer aldığı 121 şirkete el konulurken TMSF şirketlere kayyum olarak atanmıştı. TMSF yönetimine geçen bir diğer televizyon kanalı da EKOTÜRK TV oldu. Kayyum atanan veya TMSF yönetimine geçen medya kuruluşlarında istihdam edilen medya çalışanlarının da geleceği belirsiz.

Türkiye’de televizyon haber kanallarının reklam gelirleri eriyor, genç kuşak izleyiciler YouTube, Instagram gibi platformlara akın ediyor. Artan politik kaygılar nedeniyle medya çalışanları ya susuyor ya da susturuluyor. Tüm bu gelişmelere karşı basın meslek örgütleri ve medya sektörü içerisinde faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları sadece cılız bir tepki gösterebiliyor. 27 Haziran’da yazdığım yazıda bunun sebeplerini aktarmıştım.

Medya sektöründe yaşanan bir diğer sorun da televizyon haber kanallarında yayımlanan tartışma programlarının konuk kalitesinin düşüyor olması. Gazeteci Yazar Murat Akan, 6 Eylül 2025’te sosyal medya hesabında paylaştığı bir........

© Daktilo1984