Enflasyon normalleşmedi, tabelası değişti
Son aylarda Türkiye’de enflasyonun düşme trendine girmesine dair anlatı daha çok ölçüm ve etiketlemedeki değişimle ilgilidir. Özellikle 2020 yılından başlayan ve günümüze kadar gelen fiyatlamalardaki kalıcı bozulma durduğu yerden kıpırdamadı. Hal böyle olunca da bu süreci tersine çevirme, akılcı ekonomik politikalar yerine fiyat endeksleri ile sepeti rötuşlamaya ve dezenflasyon deyiminin akıllara kazılmasına bıraktı. Bununla da enflasyonda normalleşme görüntüsü (süsü) verilerek halkın tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi amaçlandı.
Öncelikle gövde enflasyonun (çekirdek demiyorum) olduğu yerde durduğunu vurgulamakla başlayalım analize...
Enflasyon sepetinde enerji ve gıda ayıklandığında dahi kalan göstergelerde inatçı bir davranış var. Sabit tutulmaya çalışılan kura rağmen, yönetilen fiyatlardaki ayarlamalar ve vergi artışları hâlâ enflasyon üzerinde baskı kurmaya devam etmektedir.
Sanıldığının aksine, ücret ile fiyat sarmalının zayıf halkası ücret değil sermaye maliyetinin yüksekliği ve firmaların fiyat belirlemede rasyonel temellere değil beklentilere göre karar vermeleridir. Esasında sorun bu yapısal bozukluktan daha derinlere inmektedir. Kur politikası (ki bu bir sonuçtur) ile bütçeyi ve dolayısıyla ülke tasarrufunu eksilere indiren ve gelir dağılımını bozan yapısal çürüme........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein