LÖSEV’li babalar
Bilim insanları arasında ve toplumda genel kanı erkeklerin empatik becerilerinin kadınlara oranla daha düşük olduğu ve erkeklerin çeşitli duygularını fark ve ifade etmek konusunda güçlük yaşadıkları şeklindedir. Ben bu görüşe tam olarak katılmıyorum. Erkeklerin de derin duygularının bulunduğu konusunda yeni şahit olduğum bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Birkaç gün önce Lösante’nin yedinci katına çıkmıştım. Hastanenin kuzey yönündeki boş arazide katlardan okunacak şekilde yazılmış çok sayıda insan ismi gördüm. Hepsi farklı renkte iri taşlarla yazılmıştı. Bunun ne olduğunu sordum. Meğer Lösante’de tedavi için yatan lösemili çocuklar beşinci katta anneleriyle kalıyorlarmış, babaların ise sık sık ziyaretine hijyen gerekçesiyle izin verilmiyormuş. Babalar da rengârenk taşlarla yukarıdan görünecek şekilde çocuklarının isimlerini yazıyorlarmış. Yani babalar canlarına “Geldim, aşağıdayım, yukarıya çıkamıyorum, senin adını yazdım, seni seviyorum” demek istiyorlarmış.
Bunu öğrenmek gözlerimi yaşarttı. O gün edindiğim bu yeni bilgiyi Burçakhan Kavukçu’ya ve roman yazarlarımızdan Özlem Binel’e ilettim. Onlar da ağladılar. Kime söylediysem etkilendi. Anladığım kadarıyla bazı babalar iki günde........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein