'Yine bir mektubun izinde'
1950 senesinde İstanbul’daki dergi yazıhanelerinin birine bir mektup ulaşır. Mektubu yazan gencin amacı öyküsünün yayınlanmasıdır. Derginin sahibi öyküyü beğenmez ve genç yazar adayına olumsuz yanıt verir. Günler geçer, mektubun muhatabı olan genç yanıt verir:
“Göndermek lütfunda bulunduğunuz mektubunuzu aldım. İlginize, bizler gibi gençlere karşı daima gösterdiğiniz ilginize çok memnun oldum, teşekkür ederim”.
Sonra da hayal kırıklığı yaşadığını ifade eder. Öykünün yayınlanmama nedeni olarak ileri sürülen “Orhan Kemal’in tesirinde olduğu” iddiasını asla kabul etmez. Genç, buna pek içerlemiştir ve “ilk hikayemin sizin derginizde çıkmasını isterdim. Bunun için de başka yere değil size gönderdim” cümlesini kurar. Ardından uzun uzun Orhan Kemal ile üslubunun aynı olmadığını anlatır. Mesela “Orhan Kemal’le ayrılıklarımız var. Orhan şehir çocuğudur ben doğma büyüme köylüyüm. Orhan ister istemez kendi muhitinin dilini kullanmak ve kendi konularını işlemek zorunda, ben de kendiminkini…” diyerek etraflıca bir açıklama yapar. Mektubunun sonunda ne kadar üzgün olsa da köprüleri yakmaz ve der ki; “Eğer isterseniz size daha güzel hikayelerimi gönderirim. (…) İlk hikayemin derginizde çıkması beni sevindirir. Selam ve hürmet ederim.”
Genç, azmeder ve öykülerini dergiye göndermeye devam eder. 1951 senesinin Ocak ayının 11. günü bir mektup daha yazar. Hikayelerini bu kez toplu olarak göndermiş ve kitap olarak basılması için olumlu yanıt almıştır. Mutluluğunu gizleyemediği mektubu şöyledir:
“Hikâyelerimi basmak istediğinize sevindim. (…) her hikâyem bir memleket meselesini göstermeye çalışmaktadır. Böylelikle on hikâyede memleketi bir parça olsun anlatırım kaygısında idim. (…) Hikâyelerimi sizin basmanızı tercih ederim.”
Genç, hikayelerin üzerinde biraz daha çalışacağını ve hepsini toplu olarak yeniden göndereceğini belirttikten sonra bunun için zaman ister. Nedeni ise çok ilginçtir:
“Size istediğiniz beş hikâyeyi tekrar göndereceğim. (…) Bu biraz geç olacak, çünkü geceleri burada elektrik olmadığından çalışmak pek zor. Gündüzleri de ekmek parasına gidiyor. Ancak birkaç saat çalışabiliyorum. İki ay içinde istediğiniz beş veya altı hikâye tamam olacaktır. Geç olsun temiz olsun. Yıllardır bekledim...”
Yaşadığı yerde elektrik........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon