Kurşun, benzol zehirlenmeleri, kimyasal uyuşturucu bağımlılığı...
İşçinin ekmek kavgasında, canının sağlığının yok sayılması geçmişten günümüze, düzeleceğine giderek umursanmaz oldu. Yazımın başlığında yer verilmiş olanlar, duyarlı siyasi liderlikler ile bilim insanlarının bir şeyler yapmaya çalıştıkları yıllardan, birkaç örnek olacak. Bugünlerde her yerden fışkıran iş cinayetlerinin, peş peşe yeni gelenlerle bir diğerini gündemden düşürüyor olması gerçeğinin utancını paylaşmak zorunda kaldığımızın ne kadar ayrımındayız?
En acısı da siyasal iktidar ortaklığında sorumlu olanların, nerede ise suçlularla suç ortaklığı izlenimini yaratan yakın işbirliklerinin açığa çıktığı ilişkilerin üzerinden bile, hesap sorulmadan, ekmek yolunda ölen canların öldükleriyle kalması... Türkiye, işçi ölümleri, bile bile yaşatılan iş cinayetlerinde, dünyanın en geri, yoksul ülkelerinin büyük çoğunluğundan daha geride, son sıralarda, umursayanı, utananı yok. Tanrı’nın dünya işlerine karışmadığını, karışmayacağı bile bile, suçluların günahının verilmesi Allah’a havale ediliyor.
Soygun, yağma düzeninin önü açılmış olarak beslendikçe besleniyor. “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” diyerek karın tokluğuna iş cinayetlerinin işlenmesinin önü açılıyor.
***
Başlıkta yerini alan yıllarda........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein