Bahar ölümsüzlük simgesidir
Tiyatro ile ilgili en yaygın düşünce bu sanatın antik Yunan’da Dionysos kültüyle bağlantılı olduğudur. İlkel insan doğayı; doğum, ölüm ve yeniden doğuş olarak yorumlamaktaydı. Bu süreci biz bugün “mevsimlerin döngüsü” olarak adlandırıyoruz. Antik ritüeller insanoğlunun mevsimler döngüsü sürecine katılma törenleridir. Mezopotamya, Anadolu, Mısır ve Yunan coğrafyasında yer alan bu törenler, katılımcıları ve izleyicileri ortak bir yaşantının gizemli coşkusunda buluşturmaktaydı.
Dionysos, Trakya bölgesi tanrısı olarak Ortadoğu’nun Attis (Anadolu), Tammoz (Mezopotamya), Osiris (Mısır) gibi daha erken dönem tanrılarıyla benzeşen özellikler taşımaktaydı. Doğanın bitki örtüsünü simgeleyen Tanrı olarak bilinen Dionysos’a ilişkin ritüeller doğadaki doğumölüm-yeniden doğuş süreciyle ilişkiliydi.
Dionysos, Tanrıların başı Zeus ile Ay Tanrıçası Semele’nin çocuğudur. Keçi ayaklı satirler tarafından büyütülen bu Tanrı daha sonra, Zeus’un kıskanç eşi Hera’nın buyruğuyla acımasız Titanlar tarafından paramparça edilir. Ne ki babası Zeus ona ikinci bir yaşam şansı tanımıştır. Zeus’un baldırından yeniden doğan Dionysos’a “ditrambos” (dithyrambos/yeniden doğan) adı verilir. Bu nedenle tiyatronun kaynağı olduğu söylenen Dionysos ritüellerinin göstericilerine “dithyrambos koroları” denmektedir.
İsa’dan önce 7. ve 6. yüzyıllarda Yunan dünyasında........
© Cumhuriyet
