Güftesi Müzeyyen Hanım’a, bestesi Muzaffer İlkar’a ait, “Yükselen nağmenle bak, solan güller renk aldı / Sorma bana hiçbir şey, söylenmedik ne kaldı / Elindeki mızrabın, tutunduğum tek daldı.” diye sürüp giden o şarkıyı hatırlarsınız değil mi? Sanki bugünler için yazılmış. Üstelik makamı, acemkürdi; usulü, curcuna!

Erdoğan her ne pahasına olursa olsun hatta emri hak vaki oluncaya kadar iktidarda kalmak istiyor. Bunu da açıkça söylüyor.

Binlerce masum insanın kanına girmiş olan PKK terör örgütünün elebaşısı Öcalan, Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti’ne ortak olmasını düşlüyor ve bunu, “Silahlı mücadele amacına ulaştı. Şimdi sıra, ortaklığın siyasi temellerinin atılmasında” diye ilan ediyor.

DEM yöneticileri, Lozan Antlaşması’nı ve 1924 Anayasası’nı ortadan kaldırmak istiyorlar ve bunu adeta haykırıyorlar.

Trump, Türkiye’nin içeride Öcalan ve PKK ile anlaşmasını, Suriye’de SDG’yi rahat bırakmasını bekliyor ve bunu Erdoğan’a yazdığı mektupta, “Mazlum Abdi ile anlaş!” diyerek açık ediyor. İsrail’e arka çıkmasını istiyor. Erdoğan’ın onun isteklerini yerine getireceğini Netanyahu’ya söylüyor ve âleme de açıklıyor.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Sykes-Picot Antlaşması ile bir tuttuğu Lozan Antlaşması’nı unutmasını, Osmanlı millet sistemine dönmesini bekliyor ve bunu her yerde söylüyor.

O sırada Erdoğan,........

© Cumhuriyet