menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Meclisine barış gelmiş memleketimin…

20 1
15.05.2025

Boğaziçi gibi bir eğitim kurumuna davet ettikleri "6 yaşında çocukla evlenmek caizdir" diyen sapkın pedofiliyi koruyorlar. Onu şiddet içermeyecek şekilde protesto eden öğrencileri kan revan içerisinde bırakıyorlar. Şeriat istemiyle yaşam tarzını ve düşüncelerini beğenmedikleri insanları kaçırıp işkence ederek öldürenleri, kuyulara gömenleri hukuk nezdinde affedip serbest bırakıyorlar. Cumhuriyet’i yıkmak istediklerini ayan beyan haykırarak Alevi ve aydınları bir otele kıstıranlara müdahale etmeyerek saatlerce işkence eden, onları korumayan, öldürülmelerini soğukkanlılıkla izleyen kamu görevlilerinden hesap sormuyorlar ama barış isteyen akademisyenlerden, Cumhuriyet’e bağlı, bilimsel eğitime inanan lâik öğretmenlerden hesap sormak üzere düzmece suç yaratıyorlar. Sivas’taki Cumhuriyet karşıtlarını darbeci kabul etmiyorlar ama darbeci yaftasıyla iktidara yönelik her eleştiriye savaş açıyor, herkesi suçluyorlar. Seçme ve seçilme hakkına müdahaleyle darbeyi kendileri yaparak belediyelere kayyum atıyor, belediye başkanlarını tutukluyorlar. Tarihte ad değiştirse de kimlik değiştirmeyen, gerici tarikatlarla iç içe devlet yönetiyorlar. Hizbullah, İbda-C, Aczmendi, Nakşıbendi, Süleymancı, Menzil, El-Kaide, İşıd, HTŞ her dönem makbulken akademisyene, sanatçıya, gazeteciye, sivil toplum örgütlerine yaşamı dar ediyorlar. Hapishanede tedavisi engellenerek açık insan hakkı ihlaliyle tutsak Esila Ayık’a yöneltilen kin ve düşmanlık iktidarın nefret diliyle her gün körüklenirken sokaklarda kadınlar, çocuklar, canlılar hunharca katlediliyor. Ben barışa bu kadar uzak olduğumuz başka bir zamanı hatırlamıyorum. Bu kindarlıktan barış çıkmaz. Hukukun, demokrasinin ve adaletin olmadığı yerde barıştan bahsetmek abestir.

Her hafta yazmak sorumluluğunu hissettiğim, tekrara düşe düşe hatırlatmaya çalıştığım hak ihlalleri o denli kalabalık ki. Her gün o günlük ya da en fazla bir hafta gündemde kalabilen acıları, güncelken köpürtüp haftaya konu değişince izleğini, direnişini, talebini ve görevini unutan siyasetçiler ellerine popülist bir pankart, bir meyve, alet edevat alarak ya da meclis koridorunda scooter sürerek iktidarın belirlediği ve işine gelen alanda paslaşıyorlar. Ne gençlerin isyanı, ne bu isyandan güçlenerek çiftçiye, esnafa, işçiye yayılan sokağın sesi, ne sokağın bu talebini ardına alarak CHP’nin düzenlediği mitingler iktidarın umurunda. ‘Miting değil eylem’ yapıyoruz vurgusuyla her hafta başka kentte........

© Birgün