Şimdi de “D” tuşuna bastı
Faşizm acımasız, fütursuz, sorumsuz ve vicdansızdır. Attığı adımın, yaptığı zulmün maliyetini asla hesaplamaz. Kan dökme, yakıp yıkma, mahvetme ve gerektiğinde bir toplumun bugüne değil geleceği üzerinde dahi kara bulutlar oluşturma pahasına, yıkıma yolaçmaktan çekinmez.
Bugünkü iktidarın da, hukuku ayaklar altına almak, adaletin “A”sını bile halka çok görmek, hakları kısıtlayıp engellemek ve özgürlükleri boğazlamaktan çekinmediğini hemen her gün, her saat görmekteyiz.
Geçen hafta bu bağlamda, “M” tuşuna bastığına tanıklık etmiştik rejimin. Medyaya yönelik yeni bir bombardıman gerçekleştirmişti. RTÜK aracılığıyla, muhalif kanallara acımasız cezalar yağdırmış, muhalif TV kanallarını (futboldan benzetme yapmak gerekirse) sarı kart sınırına kadar “itelemişti”. RTÜK akıllara ziyan gerekçelerle verdiği cezaların dibine “bir daha yaptığınız takdirde, ipinizi çeker, şalterinizi indiririm” şerhini düşmüş, yani lisans iptaliyle tehdit etmişti. Bu hafta sıra, klavyedeki “D” yani din tuşuna geldi… Recep Bey Rejimi, daha önce de başvurduğu bir silahı, ancak silahların en tehlikeli ve en ölümcül olanlarından birini ateşledi. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinden birine, en fazla sahip çıkmamız ve en çok üzerine titrememiz gerekenlerinden birine, “laiklik” ilkesine yönelik bir saldırı içeren eski, bayat ve tehlikeli bir senaryoyu yine sahneye koyuyor.
Zaten bir iki tanesi kalmış ve zar zor ayakta kalmaya çalışan katileli ve omurgalı muhalif basılı dergilerden Leman Dergisi’nde yayınlanan karikatürlerden biri üzerinden, “din sömürüsü” yaparak, toplumu dini değerler temelinde bölmeye çalıştılar yine.
Ortadoğu’nun kan revan içinde çatışmalarında ölen bir Müslüman (tipik bir isimle Muhammed diye tasvir edilmiş) ile bir........
© Birgün
