Yeşilçam’ın son ustaları anılıyor
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında sanatın her alanında önemli atılımlar gerçekleştirilirken, sinemaya gereken önem verilmediği söylenir. Kuşkusuz Mustafa Kemal sinemanın gücünün farkındaydı, ama sinema diğer sanat dallarına oranla çok daha büyük harcamalar gerektiren bir sanat dalıydı ve ülkede sinema endüstrisi adına hemen hiçbir şey yoktu. Dârülbedâyi’nin (Şehir Tiyatroları) Genel Sanat Yönetmeni Muhsin Ertuğrul’dan tiyatronun oyuncuları ile filmler çekmesi istendi. O da kolları sıvadı. Sovyetler Birliği ve Almanya’da yaptığı gözlemlerden yola çıkarak filmler yaptı.
Sinemamızın kuruluş yıllarının en önemli filmlerinden biridir ‘Aysel Bataklı Damın Kızı.’ Sinematek/Sinema Evi’nin girişimi, Kurukahveci Mehmet Efendi’nin desteği ile restorasyonu yapılan film, İstanbul’dan sonra 5. Uluslararası Film ve Müzik Festivali kapsamında İzmirli sinemaseverlerle buluşacak. Filmin müzikleri büyük bestecimiz Cemal Reşit Rey’in imzasını taşıyor. Sanırım, o dönemin seyircisinin bu müziği kaldıramayacağını düşünülmüş olmalı ki, Rey’in müziği yerine türküler konularak gösterilmiş film. Neyse ki, restore edilen kopyada bestecinin özgün müziklerini dinleme şansına kavuşacağız. İlk renkli filmimiz ‘Halıcı Kız’ da Ertuğrul’un imzasını taşır. Belki ona da el atacak bir hayırsever bulunur. Sinema mirasımızı korumakta dünyanın çok gerisindeyiz. Ülkemizin tek film arşivi olan Mimar Sinan Üniversitesi arşivi şu an depolarda yeni bir bina yapılmasını bekliyor.
Bu yıl Metin Erksan’ı da anmak isterdik. Özellikle ‘film ve müzik’ temamıza çok uygun Aşık Veysel hakkındaki ‘Karanlık Dünya’ filmiyle. Mimar Sinan arşivinde filmin sansür tarafından kesilen bölümleri bulunmuş, İstanbul’da Salt’ın yaptığı sergide bu kısa bölümler yer alıyormuş, ama bir restorasyon ve dijitale aktarılma çalışması yapılmamış. Umarım önümüzdeki yıllarda bu........
© Birgün
