Direnişin meşalesi Z kuşağında
Paul Thomas Anderson’ın Savaş Üstüne Savaş (One Battle After Another) filminin anlam haritasını çözebilmenin yolu, onu besleyen edebi damarı tanımaktan geçiyor.
Bu damarın ismi, Amerikan edebiyatının en büyük ‘hayalet’lerinden biri olan Thomas Pynchon. Postmodern edebiyatın en gizemli figürlerinden olan Pynchon, 1960’lardan bu yana ortalarda görünmeyen, fotoğraf vermeyen, röportaj kabul etmeyen ve bugün 88 yaşına gelmiş bir yazar. Romanlarında resmi tarihin yanına alternatif, karanlık ve çoğu zaman absürt bir tarih anlatısı yerleştirir.
Pynchon’un 1990 tarihli postmodern romanı Vineland’da ve aslında yazarın genel olarak eleştirel düşüncesinin merkezinde güçlü, kasvetli bir siyasi önerme var, “Kadrolar değişir ama baskı sürer.”
Derin devlet, sistem veya kurulu düzen olarak da adlandırılabilecek bu motto, siyasi partilerin ve geçici hükümetlerin ötesinde bir yapıya işaret eder. İşte bu bakış açısının, Paul Thomas Anderson’ın (PTA) Savaş Üstüne Savaş filminde doğrudan karşılık bulduğunu gördüm. Üstelik Pynchon’ın Yerçekiminin Gökkuşağı’nda karşımıza çıkan kayıp idealistler, filmde Leonardo DiCaprio’nun canlandırdığı Bob karakterinde tükenmiş bir eski devrimci portresiyle ete kemiğe bürünüyor. Beyaz üstünlüğüne ve kurucu babaların günahlarına yapılan göndermeler ise bir kez daha Pynchon’ın Mason & Dixon’ından izler taşıyor. Demem o ki, ‘Savaş Üstüne Savaş’, Thomas Pynchon’un düşünsel DNA’sının sinemaya PTA tarafından tercüme edilmiş hali.
Savaş Üstüne Savaş, büyük ideolojik nutuklara başvurmadan, devrim teorisi yerine eylemi sahneye koyarak açılıyor. Direniş grubu ‘French 75’in, ABD-Meksika sınırındaki bir göçmen gözaltı merkezine yaptığı........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein