menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ava giden avlansın politik bir masal

29 0
23.08.2025

Rahibin hayvanları öldürmeyi ‘tanrısal bir hak’ olarak savunduğu o sahnede kahramanımızın haykırışı: “Bu şeyleri nasıl dinleyebiliyorsunuz?” yalnızca filmin kırılma noktası değil; bu çağın sağır sistemine yöneltilmiş kolektif bir çığlık

Hayvanların adaletini arayan bir cinayet filmi düşünün. Kurbanlar insanlar, failler ise doğa. Polonya sınırlarının karla kaplı, sisle yutulmuş yalnızlığında geçen bu film, avcılığın, erkekliğin ve iktidarın izini sürüyor. Joanna Bator’un romanından, Avrupa sinemasının politik nabzını tutan isimlerinden Agnieszka Holland’ın kamerasına taşınan İz (Spoor), yalnızca bir polisiye değil. Aynı zamanda bir doğa ağıtı. Hayvanların sesi ve kadın öfkesinin dışavurumu. Film, avcılığın ‘hobi’ kılığına bürünmüş kana susamışlığını, erkek egemen düzenin ikiyüzlülüğünü ve dini, doğa üzerinde kurduğu tahakkümle birlikte göstererek sarsıcı bir politik söylem kuruyor. Estetiği kadar söylemi de sert ve doğrudan. Ava giden, avlanır. Filmin merkezinde, doğayla iç içe yaşayan, astrolog, feminist ve anarşist bir kadın var, Janina Duszejko. Hikaye onun gözünden anlatılıyor ve bu sayede bireysel bir yalnızlıktan kolektif bir isyana evrilen sarsıcı bir dönüşüm izliyoruz. Kayıp köpeklerinden sonra kasabanın erkek avcıları teker teker ölmeye başlıyor. Başta gizemli görünen bu ölümler, klasik polisiye anlatıların ‘katil kim?’ sorusunun çok ötesine geçiyor. Çünkü burada suç, sadece bir bedenin yere düşmesiyle........

© Birgün