Orta sınıf sarkacı
“Eğitimli orta sınıf ruhu” Nazi yıkımından bu yana politik psikiyatrinin temel araştırma ve tartışma konularından biri olmuştur. Bilinci yerine ruhu dememin bir nedeni var. Orta sınıfın dünyayı algılama, yorumlama ve eylemde bulunma biçimi her zaman apaçık bilinçle olmaz, tutarlılık göstermez. Orta sınıf, düşünceleri ile eylemleri arasında bitmek bilmez çelişkilerle yaşar. Özgürlük, eşitlik ve adalet hakkında en evrensel kapsayıcı politik düşüncelere sahipken, eylemlerinde tam tersine davranabilen ve dahası böyle yapmasını da “çok sağlam gerekçelere” dayandırabilen bir zihni vardır orta sınıfın.
Aynı anda “dünyanın bütün işçileri birleşin” diye haykırırken “evin reisi” patriyarkasından zerre ödün vermeyebilir ve bu tutumunu da çelişkili bulmaz. Grev çadırına götüreceği destek yiyeceklerini, evinde sigortasız çalıştırdığı gündelikçi kadına pişirtebilir. Bu çelişkili zihni, tutarsız politik davranışları onun hem en güçlü hem de en zayıf yanıdır.
Orta sınıf, “doğru” ve “uygun” koşullarda gözünü budaktan sakınmayan, ölümü göze alabilen bir devrimci olabilir. Aynı orta sınıf başka koşullarda ise “yoksullardan bir halt olmaz, madem böyle yönetilmek istiyorlar kendileri bilirler, bir daha onlar için parmağımı oynatmam, bu düzen benim rahatımı bozmuyor ki, kendi dertlerine yansınlar” sağcılığına da evrilebilir. Bu sarkaçta sadece gerçekten kendi hayat koşulları bozulduğunda sağa kaydıklarını sanmak yanıltıcı olur. Orta sınıf, kendisini tek başınaymış ve eylemi kendisinin başlatması gerekiyormuş gibi........
© Birgün
