Kemerler gaddarca sıkılıyor: Temmuz gerçekleri!
Temmuz ayı milyonlarca emekçi için hayati bir ay. Çünkü temmuz ücret, maaş ve emekli aylıklarının artış ayı. Emekçiler her ocak ve temmuz ayını iple çeker. Emeğiyle geçinenler için kader ayıdır temmuz.
Gel gör ki temmuz ayı uzun süredir iktidarın korkulu rüyası. Çünkü halka anlatacak bir hikâyesi kalmayan siyasi iktidarın temmuz ayında çalışanlara verecek bir müjdesi de yok. İzledikleri ekonomi politikası işçi, memur ve emekli için tam bir kemer sıkma programı demek.
“Program çalışıyor” deyip durduklarına bakmayın. Programın çalıştığı yok! İki yıl önce yüzde 39 olan resmi enflasyon hâlâ yüzde 35, iki yıl önce yüzde 22,7 olan geniş tanımlı işsizlik yüzde 31. Şimşek göreve geldiğinde yüzde 8,5 olan politika faizi yüzde 46. Döviz fiyatını dolar yakarak tutmaya çalışıyorlar.
Ücret, maaş ve emekli aylıklarının durumu ise ortada. Hayali bir enflasyon sebebi icat ettiler. Ücretlerin enflasyonun sebebi olduğu safsatasına inanıyor ve ücretleri düşürürlerse enflasyonu düşüreceklerini sanıyorlar. O yüzden programı gaddarca uygulamakta ısrar ediyorlar. Temmuz 2025 gerçekleri bunun kanıtı.
Hükümet bu gerçeklerin konuşulmasını istemese de bu gerçeklerden ödü kopsa da bunları konuşmak lazım. Hükümet hukuksuz ve keyfi operasyonlarla korku salmaya çalışsa da mızrak çuvala sığacak gibi değil. İşte hükümetin konuşulmasını hiç istemediği Temmuz 2025 gerçekleri.
TÜİK en büyük işveren! İşçinin, memurun, emeklinin kaderi TÜİK enflasyon verilerine bağlı. Şeffaf ve bilime bağlı bir kamu kurumu gerçekleri bütün çıplaklığı ile halka açıklar. Ancak TÜİK böyle davranmıyor. Enflasyon verilerinin arka planını saklıyor. Üç yıl önce enflasyona esas madde fiyat listesini açıklamaktan vazgeçtiler.
Sonra DİSK dava açtı. Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri dedi ki: “Ey TÜİK bu verileri açıklamak senin görevin.” Standart bir hukuk devletinde ne olur? İdare yargı kararını emir kabul eder ve gereğini yapar. Ama öyle olmadı. TÜİK’in başındaki beyler, kendilerini yargının üstünde gören “dokunulmaz bürokratlar” idare mahkemesi kararlarını hiçe saydı.
Yargı kararlarına uymadığı sürece, madde fiyat listesini açıklamadığı sürece, dahası bu kadar tartışmalı bir durumda enflasyon mikro verisi açıklayamadıkları sürece TÜİK verileri şaibelidir ve TÜİK yöneticileri halkın yoksullaşmasından sorumludur. Hodri meydan! Kendinize güveniyorsanız detayları açıklayın!
Dahası hükümet de TÜİK verileriyle oynuyor. Örneğin yüzde 25’lik doğal gaz zammının Haziran ayı içinde değil 1 Temmuz tarihinde yapılması masum bir işlem değildir. Bu operasyonla aylık enflasyon en az 0,3-0,4 puan düşük kalmıştır.
Enflasyonu düşük hesaplamak vatandaşı soymanın en sofistike yoludur. En büyük yolsuzluktur. Nitekim DİSK-AR tarafından yapılan ücret kayıplarına araştırmasına göre enflasyonun bu bastırılmış ve çarpıtılmış haliyle bile emek gelirlerinde yarattığı kayıp en az 218,3 milyar lira olmuş.
Hükümet bütün kayıplara rağmen temmuzda asgari ücrete zam yapmadı. Neden yapmadı? Kamuda asgari ücretle çalışan yok. Asgari ücret artışı kamu harcamalarını artırmaz. Tersine SGK’nin gelirini artar. Ama asgari ücrete zırnık zam yapmadılar. Asgari ücret masası ancak hükümet çağırınca kurulabiliyor. Masayı kurmadılar.
Asgari ücretlinin geçen yıldan alacağı vardı. Sadece resmi enflasyon dikkate alınsa bile asgari ücret düşük kalmıştı. 2024 yılında yaşanan yaklaşık yüzde 45’lik resmi enflasyona rağmen........
© Birgün
