Emekliye kötü haberler!
Gerek Orta Vadeli Program ile Bütçe Hazırlama Rehberinde yazılanlar, gerekse Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamaları emekliler ve çalışanlar için hayra alamet değil. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ilginç açıklamalarına bir yenisini ekledi. Bakan Işıkhan geçtiğimiz günlerde “20 yıl prim ödüyoruz, o da zor koşullarda toplayabiliyoruz primleri, yaklaşık 40 yıl emeklimize aylık ödüyoruz” açıklamasını yapıverdi.
Aslında Çalışma Bakanı çalışma hayatının sorunlarına pek çalışmadığı bir sır değil. Çalışma hayatı çevrelerinde konuya oldukça uzak bir Bakan olarak değerlendirilen Işıkhan’ın emeklilerle ilgili bu açıklamaları, emekli aylıklarının iyileştirilmesini bekleyen milyonlarca emekli ve emeklilikte adalet ile kademe bekleyen, emeklilikte tarihe takılan milyonlarca çalışan için kötü haber anlamına geliyor.
Bakanın açıklamaları, gerçeklerle örtüşmüyor. Ancak bu açıklamaların rastlantı olmadığını vurgulamak gerek.
Bakan Işıkhan’ın bu ithamını OVP ve Bütçe Hazırlama Rehberinde yer alan değerlendirmeler ile birleştirdiğimizde vahim tablo ve kötü haber daha net ortaya çıkıyor. Yeni yayımlanan 2026-2028 dönemi OVP’de emekliler ve emeklilikte adalet bekleyenler için iyi haberler yok.
OVP’de “Sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliği” başlığı yer alıyor. “Mali sürdürülebilirlik” anahtar bir kavram. Arka planını sosyal güvenliğin bir şirket gibi yönetilmesi ve gelirlerin artırılıp giderlerin kısılması oluşturuyor. Tipik neoliberal bir söylem. İnsani sürdürülebilirlik, sosyal sürdürülebilirlik değil; mali sürdürülebilirlik kavramı tercih ediliyor. Oysa aslolan sosyal güvenlik sisteminin sosyal ve insani sürdürülebilirliğidir.
Şöyle diyor OVP: “Sosyal güvenlik sisteminin uzun vadeli mali sürdürülebilirliği güçlendirilecek, prim tabanı ve tahsilatı artırılacak, yeni çalışma biçimlerine uyum artırılacaktır. Sosyal güvenlik sisteminde kişilerin daha uzun sürede istihdamda kalmasını teşvik eden, hakkaniyeti ve aktüeryal dengeyi önceleyen düzenlemeler hayata geçirilerek sistemin mali sürdürülebilirliği güçlendirilecektir.”
Bu cümlelerin kodlarını çözelim: Esas olan mali sürdürülebilirliktir. Bunun için prim tahsilatı artırılacak. Kişilerin daha fazla sistemde kalması teşvik edilecek. Aktüeryal denge öncelenecek. Bütün bunların anlamı açık: Emekliliğe erişim daha da zorlaşacak. SGK’yi şirket gibi yönetme anlayışı devam edecek.
OVP’den sonra onun bir parçası ve detayı olan 2026-2028 Bütçe Hazırlama Rehberinde de kemer sıkma ve kamu harcamalarını daraltma yönünde çok sayıda hedefe yer veriliyor.
Bunlardan en belirgin olanı Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan transferlerin kısılması:
“Sosyal Güvenlik Kurumunun tahsilatını artıracak ve giderlerinde tasarruf ve etkinlik sağlayacak tedbirlere ağırlık verilecek ve bütçeden bu kuruluşa yapılacak transferler asgari düzeyde tutulacaktır.”
İşin özü şu cümlede: Bütçeden SGK’ye yapılacak transferler asgari düzeyde tutulacaktır.
OVP ve Bütçe Hazırlama Rehberi sıradan belgeler değil. Bunlar önümüzdeki üç yılda hükümetin temel politikalarını ve bütçe esaslarını ortaya koyuyor.
Bilindiği gibi bütçe hazırlanma süreci OVP’nin Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla başlıyor. Bütçe yapma hakkı TBMM’ye aittir. Ancak Bütçe teklifi Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanıyor. 2018’den bu yana TBMM’nin rolü neredeyse “tasdik” düzeyine........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon