Ben ölürüm...
Her 2 Temmuz’da ben ölürüm,
2 Temmuz sabahından başlayan ölümüm ekran başında kaç saat sürdü bilmiyorum,
Bilmiyorum zira galiba hiç bitmedi,
O AN’dan bu zamana hep içimde ölür bir şeyler,
21 yaşımdaydım, Ankara’daydım, ekranlara kitlenmiş gözlerim, kalbim ateşlerde, aklım kapanmış, sadece ateş içindeki kalbim ile soluyordum.
Ben nasıl yanmam,
Biz nasıl yanmayız!
Hasret’in;
Vakti seherde
Açılır perde
Düştüğün yerde
Düştüğün yerde
Derman sendedir...
dizeleri ile hayata tutunduk biz...
Umut eyledik, hayaller kurduk gelecek günlere dair,
“Rabe em herin wî tay / Kalk karşı yakaya geçelim,” diyen sesi ve sözü ile ben daha 14’de iken
"her akşam olmadan önce, solgunlaşır gökyüzü ve her şey geçer usulca ve her şey daha yorgun sessiz" melodisi ile hayatıma/hayatlarımıza dokunmuştu Hasret,
Ne çok umuttan, özgürlükten konuşurduk hasretin dizeleri ve şiirleri ile,
Bir gazetecinin; “kendinizi nasıl tanımlarsınız?” sorusuna “Koçgirîliyim, Kürdüm, Aleviyim,” dediği diyarda hayata onun sözleri, ezgileri ve umutları ile karışmıştım,
Sevdalanmayı, “Şair olsam, gelsem sana, şiirler, türküler söylesem, zenci dişi aydınlığı alnında, ve kestane gözlerinde bakışım...” O’nun dizeleri ile öğrendim,
Ve de kavgayı;
“Kimse beni anlamıyor
Ben derdimi kime yanam?
… Kimse beni anlamıyor
Ben derdimi kime yanam?
… Akbabalar dört dönüyor
Ben derdimi kime yanam?
… Akbabalar dört dönüyor
Ben derdimi kime yanam?
… Seviyorlar beni seyri
Sanki benim dünyam ayrı
… Seviyorlar beni seyri
Sanki benim dünyam ayrı
… Dostum yok güneşten gayrı
Ben derdimi kime yanam?
… Dostum yok güneşten gayrı
Ben derdimi kime yanam?
… Emekçi bin yıllık ahlar
Aforoz etmiş ilahlar
… Emekçi bin yıllık ahlar
Aforoz etmiş ilahlar
… Dostum, düşmanım silahlar
Ben derdimi kime yanam?
… Dostum, düşmanım silahlar
Ben derdimi kime yanam?
… Dostum, düşmanım silahlar
Ben derdimi kime yanam?
… Dostum, düşmanım silahlar
Ben derdimi kime yanam?
… Dostum, düşmanım silahlar
Ben derdimi kime yanam?
… Dostum, düşmanım silahlar
Ben derdimi kime yanam?
… Dostum, düşmanım silahlar
Öldüğüm yerde dirilmesini de bilirim Hasret!
(EJA/EMK))
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart'ta İBB'yi, kendisini, partisini, ilçe belediye başkanları ve belediye yöneticilerini hedef alan "darbe"nin yüzüncü gününde düzenlenen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingi'"ne Silivri'deki hücresinden göderdiği mesajla katıldı.
Salı akşamı (1 Temmuz) İmamoğlu ve 2024 yerel seöimlerinde İstanbul'da Tayyip Erdoğan ve onun görevlendirdiği adayları 20 yılı aşkın iktidarları boyunca en ağır seçim yenilgisine uğrattıkları için uğradıkları saldırının 100. gününde seçmenleri, Saraçhane'de İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarına desteklerinin eksilmediğini ortaya koydular.
Ekrem İmamoğlu, daha sonra CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in alanı dolduranlara okuyacağı mektubunda bu karşılıklı sahiplenmenin tarihsel ve politik önemini vurguluyordu.
“Ben, 19 Mart’tan önce İstanbul’un sokaklarında meydanlarında, çarşılarında pazarlarında hangi duygularla dolaşıyorsam, buradan çıktığım gün de aynı duygularla dolaşacağım. Hemşerilerim daha önce beni nasıl karşılıyorlarsa, yine öyle karşılayacaklar. Ben, 19 Mart’tan önce Türkiye’nin dört bir yanında, her siyasi görüşten, her köken ve inançtan vatandaşımın gözlerinin içine nasıl bakıyorsam, buradan çıktığım gün de öyle bakacağım. Vatandaşlarımız da daha önce beni nasıl karşılıyorlarsa, yine öyle karşılayacaklar. Beni güçlü ve cesur kılan işte budur; milletimin gönlünde, vicdanında sahip olduğum o eşsiz, o paha biçilmez yerdir.”
İmamoğlu ve arkadaşlarına yönelmekle kalmayan, CHP'nin AKP'ye direnç gösterdiği her düzeyde ya da direncini kırdığı her alanda artarak devam eden saldırılara yanıt olarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel salı günü TBMM’de gerçekleştirdiği CHP Grup Toplantısı konuşmasını, "darbe"nin 100’ncü günü nedeniyle, İstanbul’a “19 Mart direnişinin” sembol mekanı Saraçhane’ye taşındı.
19 Mart’ta Beyazıt’tan Saraçhane’ye akarak direnişin nitelik değiştirmesine yol açan üniversite öğrencileri 100. güne de damgalarını vurdular. Alanı doldurmakla kalmadıkları gibi kürsüde de etkin bir yer edinmişlerdi. Yeditepe Üniversitesi’nden, Bilgi Üniversitesi’nden, Maltepe Üniversitesi’nden öğrenciler alana seslerini duyurdular. bütün ilçelerden siyaseten kararlı ve enerjik kadınlı erkekli toplulukların yanı sıra, CHP'nin kıdemli eski genel başkanlarından Hikmet Çetin de oradaydı. Mansur Yavaş yurt dışından mesajla ulaşmayı gerekli görmüştü. Binlerce insanın hınca hınç doldurduğu Saraçhane'nin havadan görüntüleri, 19 Mart'tan geride kalmıyordu.
İBB Başkanı İmamoğlu’nun eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu da eşinin dolaysızca söyleyemediklerini alandakilere ulaştırırken her zaman olduğu gibi kendisini mesajın önüne geçirmemeyi başardı.
“Bugün tam 100 gün oldu. Tam 100 gündür sevgili eşim Ekrem İmamoğlu tutuklu. Tam 100 gündür, Ekrem, evde bizimle birlikte değil. Çocuklarım, 100 gündür babalarından ayrı. Ekrem; ailesinden, anne-babasından, sevdiklerinden uzakta, dört duvar arasında bir zindanda yatıyor. [...] Bugün tam 100 gün oldu. Bir şafak vakti, Ekrem’i evimizde gözaltına aldılar. Bir eş, bir anne olarak, 19 Mart sabahını asla unutamam. 100 gün boyunca Ekrem’e, yol arkadaşlarına ve bizlere yaşatılanları asla unutamam." dedi.
Ancak orada durmadı: "Ama asla unutmayacağım başka şeyler de var. Sizin desteğinizi, gençlerin mücadelesini, Türkiye’nin dört bir yanında haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı sesini yükseltenlerin cesaretini asla unutmayacağım. Türkiye’nin umudu ve geleceği, bu cesarettedir. Cumhuriyetine, demokrasisine sahip çıkanların, adalet isteyenlerin haklı mücadelesindedir.” dedi.
100 gündür cezevinde tutulan Ekrem İmamoğlu'nun Silivri'deki hücresinden........
© Bianet
