menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sahi aile neydi?

13 4
08.02.2025

Bu yılın “Aile Yılı” seçildiğini ilk okuduğumda bir anda içim ürperdi. Eskiler, 'perşembenin gelişi çarşambadan bellidir' der. Geçen seneyi “emekli yılı” ilan ettiklerinden beri emekliler olarak belimizi doğrultamadığımızı dikkate alarak haklı bir endişeye gark oldum.

"Aile" deyince tanımından başlamak lazım. Gelenekseli var, çekirdeği var, genişi var, darı var, var oğlu var (Evet cinsiyetçi bir ifade ama şimdilik maksadımı karşılıyor, sonra kullanmaya kullanmaya bırakırız, söz!). Aile yılı ilanındaki metinlere bakılırsa, sadece karı-koca ve evli olmayan çocuklardan meydana gelen aile var meydanda.

Tanımlara bir bakayım dedim. Türk Dili Kurumu (TDK) sözlüğü diğer anlamların önüne ilk sırada “Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik; ev, familya” tanımını koymuş. Britannica daha cömert; “Aile, evlilik, kan veya evlat edinme bağlarıyla birleşmiş, tek bir haneyi oluşturan ve genellikle eşler, ebeveynler, çocuklar ve kardeşler olmak üzere kendi sosyal konumlarında birbirleriyle etkileşimde bulunan kişiler grubu” demiş.

Bu iş ile iştigal eden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının hangi tanımı kullandığını merak ettim, sitenin her santimetrekaresi aile sözcüğü ile dolu olsa da yekpare, net bir tanıma ulaştığım söylenemez. Ziyanı yok, Bakanlığın bilmediğim bazı güzel çalışmalarına rastladım, onları okudum. İlaveten bir sürü gereksiz haber, içinde vizyon, misyon geçen janjanlı metinler okudum, aile yılı tanıtım videosunda (Bir banka reklamını aratmayacak şekilde kırmızı fonda soldan “FAİZSİZ” sözcüğü verevine sağa kayıyordu, birden arkadan “KREDİ” sözcüğü akın ediyordu falan) yeni evlenenlere verilecek 48 ay vadeli 2 yıl geri ödemesiz 150 bin TL’lik faizsiz kredi videolarını izledim.

Yetmedi, hoplaya zıplaya da olsa Bakanlığın 2024-2028 Stratejik Planı’nı okudum. “Bireyin, ailenin ve toplumsal değerlerimizin korunması, güçlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik bütüncül ve adil sosyal hizmet modellerini geliştirmek ve uygulamak”, “Kadınların toplumsal hayatın tüm alanlarında hak, fırsat ve imkanlarından eşit biçimde yararlanmalarını ve güçlenmelerini sağlamak” gibi standart cümleler vardı. Hep aynı cümleyi okuyormuş hissi veren, sadece yazanların okuduğu raporlardan biriydi. Vizyon ve misyonun havada uçuştuğu, arada boş kalan yerlere “Hız kesmeden devam edeceğiz” açıklamalarının serpiştirildiği bir sürü sayfa.

Malumunuz, değişmeyen tek şey değişim. Modernleşme nasıl 19. yüzyılda tarım toplumunu tasfiye edip sanayi toplumunu inşa ettiyse 21. yüzyılda da sanayi toplumunu yine sessiz sedasız tasfiye edip başka bir toplumun öncüllerini kuruyordu/kurmakta idi/ düpedüz kurmuştu. Bir sosyal yapı olarak sanayi toplumunun temeli olan aile elbette bundan nasibini alacaktı (Zaman kipini dilediğiniz gibi çekin, her şeyi yazandan beklemeyin annem!). Üstelik, bizi dayanışma kültüründen uzaklaştırıp üzerimizden bir silindir gibi geçen “bireyselleşme” dinamiği neden aileyi dışarda bıraksın ki! Yılımıza girerken, kadın ve erkeğin eşitsiz konumlarına muhtaç bu yapının neden........

© Bianet