menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Belediyelerde tedbir değil devrim

10 0
previous day

Türkiye’de belediye manzaralarına bakıyoruz… Hepsi taşeron olmuş.

“Götür AŞ”, “Çal AŞ”, “Çırp AŞ”…

Yolsuzluklar diz boyu. Kaynaklar boşa akıyor. Belediyeler borca batmış durumda. İnsana verilen değer daha da azılıyor. Çöp dağları, delik deşik yollar, ufacık kaldırımlar, arabaların hizmetine sunulmuş alanlar, geri plana atılan toplu taşıma, tıkanan trafik… Çimentoya tapınma… Depremlere önlem yok, insanlarımız beton tabutta… Toprak yok, su yok, yeşil yok… Yeşil ve mavi sürgüne gönderilmiş. Kentlerimiz neoliberal zihniyetin elinde can çekişiyor.

Bu durum artık herkesin gözü önünde. Türkiye gazetesine göre, “Belediyelere sıkı tedbir” geliyor. Habere göre, denetim mekanizması güçlenecek, başkanlar hizmet üretmeden koltukta oturamayacak. Merkezî yönetimin belediyelerle işbirliği şart. Bu elbette önemli bir adım. Olumlu ama yetersiz.

Öncelikle belirtelim: Bugün hükûmetten belediyelere kadar bir felsefe ihtiyacı var.
Neoliberalizm çöktü. Kamuculuk ağırlık kazanıyor. Özelleştirme, taşeronlaştırma mantığı, devleti de belediyeleri de borçlu hale getirdi.

Peki neoliberal politikalar sürerken, devlet 550 milyar dolar borca batmışken belediyeler nasıl kurtarılacak? Bu neoliberal sistem içinde belediyelere müdahale, olumlu olsa da yetersiz kalır.
Devlet yönetiminden belediyelere, önce üretim ve kamuculuk felsefesinde birleşmeliyiz. Hükûmetten başlayarak Yerel Yönetimlere kadar uzanan gösteriş, israf, lüks ve ihtişama son vermeliyiz. Belediyelerde taşeronlaştırmayı bitirmeliyiz.

Türkiye’de yerel yönetimler, yöre halkına ancak merkezî devletin denetim ve........

© Aydınlık