Gümrük tarifeleri ve ABD ekonomisi
Geçen hafta, “Muhteşem Yedili” olarak anılan dev teknoloji şirketleri son çeyrek kazançlarını açıkladı. Sonuçlar “büyük başarı” gibi görünüyordu. Ekonominin hızlı büyüdüğüne dair bir tablo çizdiler ve Başkan Trump’ın Amerika’nın “dünyanın en sıcak ülkesi” olduğu yönündeki iddiasını desteklediler. (Burada küresel ısınmadan bahsetmiyordu.) Aynı zamanda Trump, ABD’ye diğer ülkelerden yapılan mal ithalatına yönelik yeni bir gümrük tarifesi turunu açıkladı. ABD borsası ise rekor seviyelere yakın seyrini sürdürdü.
Finans medyası teknoloji şirketlerinin sonuçlarını övdü ve Trump yönetiminin, tarifelerin ABD ekonomik büyümesine ve enflasyona zarar vereceği yönündeki korkuların yanlış çıktığı iddialarına destek verdi.
Ancak, borsa üzerindeki bu abartı ve Trump’ın iddialarının altında yatan veriler incelendiğinde, gerçek durum çok daha karamsar. Kurumsal Amerika’nın büyük bölümü, yavaşlayan kârlar ve Trump’ın agresif ticaret savaşının yarattığı belirsizlikle mücadele ediyor. S&P 500 şirketlerinin yaklaşık üçte ikisi ikinci çeyrek sonuçlarını açıklamış durumda ve FactSet verilerine göre, tüketici temelli ve malzeme sektörlerindeki kazançlar yıllık bazda sırasıyla yüzde 0,1 ve yüzde 5 azalmış durumda. Société Générale verilerine göre, S&P 500’de sonuç açıklayan şirketlerin yüzde 52’si kâr marjlarının düştüğünü bildirdi.
S&P 500’deki en büyük 10 hisse, endeksin toplam kârının üçte birini oluşturuyor. Teknoloji ve finans sektörleri ise yıllık bazda sırasıyla yüzde 41 ve yüzde 12,8 çeyreklik kazanç artışı kaydetti.
Muhteşem Yedili’nin kazançlarına baktığımızda, finans medyasının görüşlerinin aksine, bu artışların yapay zekâya yapılan büyük yatırımlardan değil, önceki internet ve sosyal medya teknolojisi patlamasından yaratılan mevcut hizmetlerden kaynaklandığını görüyoruz. Meta’nın (Facebook) hisseleri sonuçların ardından yüzde 11’den fazla yükseldi ve piyasa değerine 150 milyar dolar ekledi. Ancak kazanç artışı yapay zekâdan değil, mevcut hizmetlerde artan reklam gelirlerinden geldi.
Meta CEO’su Zuckerberg, yapay zekâ veri merkezleri ve enerji kaynaklarına yatırımını artırdığını açıkladı. “Bu yatırımları yapıyoruz çünkü süper zekânın işimizin her alanını geliştireceğine inanıyoruz,” dedi. Ancak Meta’nın finans sorumlusu Susan Li, şirketin 2023 ve 2026 yıllarında yapay zekâdan “kayda değer” gelir beklemediğini söyledi. Şirket, yapay zekâ altyapısını destekleyecek maliyetlerin arttığına da dikkat çekti. Meta, 2025 sermaye harcaması alt sınırını 66 ila 72 milyar dolar aralığına yükseltti. Ayrıca 2026 yılında gider artışının, altyapı maliyetlerinin ve çalışan tazminatlarının artması sebebiyle 2025’ten daha yüksek olmasını beklediklerini belirtti.
Microsoft ise bulut bilişim bölümündeki rekor gelirlerden gelen çeyreklik kârını artırdı. Ancak o da yapay zekâya yaptığı büyük yatırımlardan gelecekte gelir elde etmeyi hedefliyor. Finans sorumlusu Amy Hood, Microsoft’un veri merkezi harcamalarının 2025’te 88,2 milyar dolardan 2026’da 120 milyar dolara çıkacağını ve 2023’teki 32 milyar dolar harcamaya kıyasla neredeyse dört kat artacağını söyledi. “Yapay zekâyla kuşaklar arası teknoloji değişimi yaşıyoruz... AI altyapı dalgasının lideriyiz ve bu yıl her çeyrek pazar payı kazandık, veri merkezi kapasitemizi rakiplerden daha hızlı artırıyoruz.” Ancak yapay zekâdan şu ana kadar çok az veya hiç gelir elde edilmedi. Copilot AI uygulamalarının aylık 100 milyon kullanıcısı, Google Gemini’nin 450 milyon ve pazar lideri ChatGPT’nin 600 milyondan fazla kullanıcısı var. Ama kullanıcıların sadece yüzde 3’ü AI için ücret ödüyor.
Microsoft ve Meta’nın sermaye harcamaları, toplam satışlarının üçte birinden fazlasını oluşturuyor. Yapay zekâya yapılan sermaye harcamaları, ABD ekonomisindeki büyümeye son iki çeyrekte tüketici harcamalarından daha fazla katkı sağladı.
Yapay zekâ yatırım patlamasının sonu henüz gelmedi. ABD veri merkezi inşaatı haziran ayında yıllık 40 milyar doları aşarak yeni bir rekor kırdı. Bu, geçen yılın aynı dönemine........
© Aydınlık
