Yetmiş yıllık bekleyiş
Selçuk Ülger gibi bir dostu bana bu yazılarım kazandırdı. Bu köşede yazmasaydım, böyle güzel bir insanı tanımayacaktım. Bunlar hayatın parayla pulla ölçülemeyecek kazançlarıdır. Bu değerli yazar dosttan yazılarımda daha önce de söz ettim, onun Kavanozdaki Yürek adlı kitabı Aydınlık okurlarına yabancı gelmeyecektir.
Değerli dostumun gene Kaynak Yayınların’ndan çıkan (2025) Yetmiş Yıllık Bekleyiş’ini hiç sıkılmadan, kısa zamanda okuyup bitirdim. Anı- öyküler yazmayı da okumayı da severim, Selçuk Ülger’i bu türün okunması gereken ustalarından biri olarak görüyorum.
Yetmiş Yıllık Bekleyiş daha ilk öyküsüyle sardı beni. “Ren’e Karışan Ruhi Su Türküsü” bir adres sorma olayıyla başlıyor. Göz açtırmayan yağmur altında herkesin trafik kurallarına sıkı sıkı bağlı olduğu Almanya’da, kullandığı tır ile adres arayan, yol soran bir Türk şoförün durumunu ne güzel anlatmış Selçuk Ülger. Taa Hasandağı’nın oralardan Frankfurt’a gelen bizim Niğdeli Şoför neyse ki şanslıdır, Almanya gibi bir ülkede karşısına Selçuk Ülger gibi bir taksi şoförü çıkar. Sait Faik, Dört Zait adlı öyküsünde adres sorulacak insanı kalabalıklardan ayrı tutar, ayrı bir özellik görür onlarda… Selçuk Ülger Sait Faik’in anlattığı gibi tam adres sorulacak insandır. Yardımcı olmak yerine korna çalarak asabınızı bozan sürücülerden farklıdır bu taksi şoförü. Yağmur sağanağının korna sağanağına döndüğü sırada, Niğdeli tır şoförüne Hızır gibi yetişir, taksisiyle düşer önüne, gideceği yere kadar götürür. İki insanın tanışması, alışverişi, sıcak dostluğu, yani hikâyemiz böyle başlar.
Selçuk Ülger, kitabın ilk öyküsünde gördüğümüz gibi, büyük insan kalabalıkları içinden seçilip, tam adres soracağınız insandır gerçekten.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein