Nermi Uygur üzerine notlar - 1
2025, Nermi Uygur’un doğumunun yüzüncü senesi. Artık, epeydir ertelediğim bir yazıyı, Nermi Uygur’un bendeki izdüşümünü yazabilirim. Zamanı varmış bazı şeylerin.
Nermi Uygur’la aramda derin bir bağ olduğunu söylemek zorundayım. Onu ustalarımdan bildim, ondan çok şey öğrendim, kitaplarıyla çok uğraştım, çok didiştim, tartıştım; yenildim çoğu kez, utanmadım yenildiğime, yenildikçe yeniden döndüm ona, ne zaman sıkılsa canım, kitaplarının başında buldum kendimi. İşte şimdi kitaplarının başındayım yine.
Bu yazılar, onun bende bıraktığı izleri yansıtmaktan başka bir şey yapamayacak. Ben, böyle olsun istedim, biraz da. Bu yazı benim öznel benliğimin bir yansısı o hâlde; ama onunla sınırlı değil. Çünkü benliğimi besleyen onlarca kaynak var. Hem değil mi ki öznel benlik, salt içsel değil, toplumsal, tarihsel ve eylemsel bir düzlemdir de. Hiçbir bireyin öznel benliği durağan, izole değil çünkü. İnsan her şeyden önce bir eylemsel/işsel varlık ve bu etkinliğiyle toplumsal ve tarihsel. Öyleyse öznel benlikten bahsederken dahi orada gizli bir nesnel olana gönderme yapıyorum.
Benlik, çoğunca, bireysel bir iç dünya, zaman dışı ve soyut bir kategori olsa olsa. Oysa insanların öznel benliklerini şekillendirenler arasında belki de en az etki........
© Aydınlık
