menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Geleceğin emek piyasası: Robotlar, yapay zekâ ve ekonomik modeller

17 31
02.04.2025

Gelecekte ekonomik sistemlerin, emek ilişkilerinin ve toplumsal sınıf yapılarının kökten değişeceği bir dünyada yaşıyor olabiliriz. Kapitalizm ve sosyalizm gibi iki temel ideoloji, yapay zekâ ve humanoid-insansı robotların yükselişiyle birlikte yeni bir dönüşüm sürecine girmiş durumda. Bu dönüşüm, yalnızca teknolojik yenilikleri değil, aynı zamanda insanlık tarihinin en temel kavramlarından biri olan "emek" kavramını da yeniden tanımlıyor.

Yapay zekâ, otomasyon, insansı robotların geleceğimizdeki konumlarına yönelik fikirlerimizi aktarmadan önce emek kavramını biraz daha açıklamalıyız.

Marksist bakış açısıyla "emek" kavramı, toplumsal yaşamın ve ekonomik ilişkilerin temelini oluşturan bir unsurdur. Karl Marx'ın emek anlayışı, kapitalist sistemi analiz ederken merkezi bir rol oynar. Marx, emeği yalnızca insanın doğayla olan metabolik ilişkisini düzenleyen bir faaliyet olarak görmeyip, aynı zamanda toplumsal sınıflar arasındaki güç ilişkilerinin ve sömürü mekanizmalarının da anahtarını oluşturur.

Emek kavramının bazı temel boyutlarına değinelim:

Marx'a göre, insanın varlığını sürdürmesi için doğal kaynakları dönüştürme süreci "emek" ile gerçekleşir. Emek, insanın doğayla olan etkileşimini düzenleyen ve onun hayatta kalmasını sağlayan temel faaliyettir.

İnsanlar, emek aracılığıyla doğadan gerekli olan ürünleri üretirler. Bu süreçte hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bir üretim ilişkisi ortaya çıkar.

Marx, emeği iki boyutta ele alır: "emek-gücü" ve "somut emek".

Emek-gücü, bir kişinin çalışabilme yeteneğidir ve bu, işçi sınıfının (proletarya) sahip olduğu tek "meta"dır. İşçiler, emek-gücünü satarak geçimlerini sağlarlar.

Somut emek, ise üretim sürecinde harcanan ve somut ürünler ortaya çıkaran fiili emektir.

Kapitalist sistemde, emek-gücü bir meta haline gelir ve işçiler bu gücü kapitalistlere (burjuvazi) satar. Ancak bu satış, eşitsiz bir değişimdir, çünkü işçi kendisinden daha fazla değer yaratır (artı-değer).

Marx'ın analizinde, kapitalist sistemde emek, artı-değer üretmek için kullanılır. Artı-değer, işçinin günlük ücretini kazanmak için harcadığı sürenin ötesinde çalışarak üretilen değerdir.

İşçi, genellikle bir günün 8 saatlik çalışma süresinin ilk birkaç saatini kendi ücretini ("gerekli emek") kazanmak için harcar. Geri kalan süre ise kapitaliste ücretsiz olarak çalıştığı dönemdir. Bu süreç, Marx'ın "sömürü" kavramını oluşturur.

Marx, emeği tarihsel bir süreç içinde ele alır. Her toplumda emek, farklı biçimlerde........

© Aydınlık