menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BİR ÖMÜR, BİR KARDEŞ, BİR KİTAP

9 0
22.07.2025

Bazen bir insanı tanımak ve onu anlamak için yazdığı bir yazı, bir mektup, bir yorum yahut bir kitap yeterli olur. Bazen de olmaz. Olmaz, çünkü yetmez. Savaş ve Barış gibi kült bir eser Tosltoy’u anlamamıza yeter mi? Hayır, asla. Tolstoy’u belki evden kaçıp tren istasyonlarında sabahladığı o “inanılmaz” eyleminde tanıyabiliriz, ama o büyük romanında değil. Çünkü o romanda Tolstoy, önünde sonunda sadece bir “anlatıcıdır”. Ama Tren garında büzüşmüş bir şekilde yatan o sakallı ve zayıf ihtiyar, belki de “asıl Tolstoy’dur” ve asıl tanımak istediğimiz büyük romancı belki de orada kıvrılıp yatan adamdır.

Şu anda elimde “fırından taze çıkmış” bir kitap tutuyorum. Müellifi Osman Özarslan benim tam otuz yıllık dostum, kardeşim. Yani aslında bu yazı bir kitabın tanıtımı değil, yani aslında bundan ibaret değil. Kitabı bahane ederek bir kardeşi anlama ve anlatma çabası diyebilirim sadece. Yani korkarım ki bu yazı edebi bir metin olmayacak, olamayacak ya da olmamaya çalışacak.

Aynı köyde, aynı sokakta, aynı dağda, aynı ovada doğmuş çocuklar, ister istemez birbirlerine benzerler. Davranışları, tavırları, insan ilişkileri, mizah anlayışları, korkuları, endişeleri, sevinçleri benzerdir ve ortaktır. Osman ve ben aynı dağın eteklerinde, Batı Toroslar’ın en batısında bir ovada doğmuşuz. Ama onunla kardeşliğimiz 1994’ün sonbahar aylarında, Antalya’da başladı. Fakülteyi yeni bitirmiştim, yarı kaçak pozisyondaydım, takip ediliyordum, ne yapacağımı, nereden başlayacağımı hiç bilmiyordum, çaresizdim. Ve bizim oralarda doğan her çaresiz çocuğun yaptığı şeyi ben de yaptım; bir gün elime geçen bir valize kıyafetlerimi ve kitaplarımı doldurup 1994’ün........

© Antalya Son Haber