Taş Köprü Sustukça Gazze Konuştu
Amasya’da gece başka akar. Yeşilırmak kıyısında otururken zaman ağırlaşır, taş köprü susar, mezar kayaları bile sanki anlatmak ister ama susar. O gece de öyleydi. Eski bir çay bahçesinde, annemden kalma hırkam omzumda, usul usul çiseleyen yaz serinliğinde bir sigara yaktım.Kafamda bir şeyler dönüyordu. Hem dünya için hem kendim için kırgındım. Derken babamın eski bir arkadaşı çıkageldi, yanında bir genç adamla. Tanıştırdı:Bu, Kudüs’ten. Oğlum gibi. Babasının emaneti.Adını vermem doğru olmaz. Ama sesi, ifadesi, bakışları… hâlâ içimde bir yerlerde.Oturdu, sessizdi önce. Sonra çayın buğusuna baktı uzun uzun.
Gazze’de çocuklar ölmüyor artık,dedi. Çünkü ölmek için önce yaşamak gerek
Birden bir tokat gibi çarptı bu cümle. Sigarayı yaktım yeniden, elime değil sanki yüreğime duman sarıldı.........
© Akasyam
