Sayılı Fırtınalar
En sevdiğim kitap isimlerinden birisinin adı “Sayılı Fırtınalar” … Gerçek fırtınalardan bahsetmeyen bu kitabın asıl konusu Osmanlı’nın son dönemleri ve erken Cumhuriyet dönemi İstanbul kabadayıları. Mâni okur gibi konuşan, kendine has kuralları ve bir yaşam biçimi olan İstanbul’un namlı kabadayılarını İstanbul’un fırtınalarına benzetir Refi Cevad Ulunay.
Kitaba adını veren fırtınalar öyle az buz fırtınalar değil. Eskinin kulağı kesik denizcileri Marmara için küçük okyanus derlermiş. Çocukken Ece Ajandası’nın, o günün tarihini gösteren büyük rakamının altında, sayfanın başında önceden hesaplanmış dönenceler ile beraber bu fırtınalar da yazardı ve benim hiç aklıma yatmazdı her sene aynı zamanda yaşanan bu doğa olayları. Epey de havalı isimleri var bu fırtınaların: ‘Karakancalos’, ‘Koç Katımı’, ‘Çaylak’ vesaire… Ama aralarında en sevdiğim fırtına “Kestane Karası Fırtınası’ idi. Sadece adı çok edebi olduğu için sevmiyorum tabii ki bu fırtınayı. Gerçi Marmara Denizi’nde balıkçılık yapanların hikâyesini en güzel anlatan kitaplardan birinin adı da “Kestane Karası.” Engin Aktel’in Burgazada’da geçen şahane romanı “Kestane Karası” denizi, balıkçılığı, adayı ve İstanbul’u seven herkesin okuması gereken bir kitap diyerek bu parantezi kapatayım ve neden bu fırtınayı sevdiğimi anlatayım.
Bir fırtına sevilir mi demeyin, sevilir. Güneşli günlerdense kapalı havayı, hatta yağmuru seven birisi için fırtına sevmek garip değil. Kar mevzuna girmiyorum bile.
Ece Ajandası’nın bilgilerine göre 28 Eylül günü Kestane Karası fırtınasının başlangıcı. Ben sürekli bu tarihleri ezberlemeye çalışsam da pek başarılı olamadım yıllar boyunca. Ama ne zaman ki Kaan Kayhan ile konuştuk, o muştuladı bu tarihi. Kendisi Yeniköylüdür ve balık konusunda danışacağınız bir şey........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein