menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Siftah

42 0
30.10.2025

AGOS’la ilişkimi rahmetli Hrant kurmuştu, memleketin Avrupa Birliği serüveninin umutlu günleriydi. AB rüzgârının memlekete iyi geleceğini kestirmişti, nitekim öyle de oldu. Taa ki çökene kadar. Birkaç boy büyük geldi AB memlekete.

AB hazırlık çalışmaları ile ortaya çıkan dinamiğin tersyüz olup külliyen yolundan çıkması, bir bakıma, onun katliyle başlar.

Gazetede ara sıra yazdım, Hrant’la söyleştik, ağırlıklı olarak AB hazırlık çalışmaları ile ilerideki üyelikten dem vuran metinlerdi.

Bu defa köşenin adındaki imâda görüldüğü gibi sınır ötesine bakmaya çalışacağım, ya da, ister istemez, sınır ötesi ile sınır içerisinin etkileşimine. Zira iri, ufak hiçbir siyasa, ABD, Çin, Rusya dâhil, tamamen başına buyruk değil, olamaz da. Türkiye gibi aklı fikri ağır sıklette olan orta sıklet bir memleket için ise asla.

Memlekette, dış meselelerin uzmanı veya uygulayıcıları dışında, ötelerde olup bitenden haberdar olan enderdir. Zaten basında da dişe dokunur haber bulunmaz. Bu durumun birçok nedeni vardır.

Boyca büyük memleketler genellikle kendilerini dünyanın merkezi farz ettiklerinden gözleri başkasını görmez. ABD bu küstahlığın veciz örneğidir. Meşhurdur: “Paris nerede?” “Teksas’ta”!

Ve o ölçüde yabancı dillere de vakıf olmazlar. Hoş, artık her dili ânında tercüme ettirmek mümkün, yine de Türkiye’de yabancı dil bilen ama esas, o dillerin konuşulduğu ülkelerin farkında olanların nüfusun yüzde beşi civarı olduğu söylenir. Kürtçeyi saymıyorum yabancı diller........

© Agos