menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kadınlar dünyanın her yerinde eziliyor

12 12
29.07.2025

Hayatını İtalya'da sürdüren Zeynep Paftalı, Nergis Zamanı ile 2024 Turgut Özakman İlk Roman Ödülü'nü kazandı.

Küçükken kapıldığı edebiyat tutkusuyla ilk öykülerini üniversite yıllarında yazmaya başlayan Zeynep Paftalı, 2015 yılında Pan Yayıncılık’ın öykü yarışmasını kazandı, 2021 yılında Çukurova Öykü Ödülü’ne layık görüldü.

12 adlı ilk öykü kitabı Pan Yayıncılık tarafından yayımlanan yazarın öykü ve denemeleri Varlık, Yeni Adana, İshak Edebiyat, Karnaval Dergi gibi dergi ve gazeteler ile Emeğin Çukurovası ve Adana Sokakları Turunç Kokuyor adlı derlemelerde yer aldı.

Aynı zamanda bir viyola sanatçısı olan Zeynep Paftalı, 2003-2017 yılları arasında Türkiye’de ve yurtdışında konserler verdi.

2015 yılından beri eşi fotoğrafçı Vieri Bottazzini ile dünyayı dolaşan, bu seyahatlerinde yeni insanlar ve kültürler tanıma fırsatı yakalayan yazar; yılın yarısını işi nedeniyle seyahat ederek, geri kalanını ise yazarak ve okuyarak geçiriyor. Zeynep Paftalı ile baş kahramanı 'Kadın' üzerinden hem romanını hem de kadın sorunlarını konuştuk...

ÖDÜL HABERİNİ AİLECEK ALMAK ÇOK GÜZELDİ

Romanız Bilgi Yayınevi'nin düzenlediği 2024 Turgut Özakman İlk Roman Ödülü'nü kazanmıştı. Bu haberini aldığınızda ilk tepkiniz ne oldu?

Ödül haberini aldığımda tabii çok sevindim. Ama o anın bir özelliği de yanımda eşimle beraber tesadüfen annemle babamın da bulunmasıydı. Beraber olmamız, o mutlu anı çok daha güzelleştirdi.

Ödülü almanız sizde artı bir motivasyon yarattı mı?

Günümüzde yayınevi ve basılan kitap sayısı geçmişe göre artmış olsa da yeni yazarların seslerini duyurmaları hâlâ çok zor. Özellikle dosyanızı bir yere gönderdiğinizde, standart cevapların dışında, yazarı geliştirmeye yönelik bir yorum almak neredeyse imkansız. Bu yüzden edebiyat ödülleri, yazarın bulunduğu boşlukta önünü görmesini sağlayıp, onu daha kararlı ilerlemeye teşvik ediyor.

Ödül sonrasında okuma ve yazma temponuzda bir değişiklik oldu mu?

Açıkçası bu anlamda pek büyük bir değişiklik yaşamadım. Ödülden önce olduğu gibi şimdi de zamanımı olabildiğince iyi kullanmaya uğraşarak çalışmaya devam ediyorum.

EDEBİYAT KENDİMİ RAHAT HİSSETTİĞİM ALAN

Siz aynı zamanda bir müzisyensiniz ve fotoğraf sanatıyla da doğrudan ilginiz var. Adınızın öncelikle hangi sanatla anılmasını istersiniz?

Müzisyenlik benim geçmişim, onu içimde taşımaya hep devam edeceğim. Onun dışında eşimle beraber dünyanın farkı yerlerinde fotoğraf atölyeleri organize ediyoruz; atölyelerimizin fotoğrafçısı ve eğitmeni eşim. Özellikle bu atölyeler sırasında çeşitli nedenlerle fotoğraf çeksem ve bu uğraş bugünümün bir parçası olsa da kendimi ifade etme şeklim değil. Kendimi en rahat hissettiğim yer edebiyat. Gelecekte onunla anılıp anılmayacağım, sanırım okurlara kalmış; bunu zaman gösterecek.

MÜZİĞİN ESİNİYLE ÇOK ÖYKÜ YAZDIM

Ama müzik sanki gizemli bir karakter gibi kendini güçlü bir biçimde hissetiriyor romanınızda!..

Mutlaka. Her metinde okunur olmasa da yazdıklarıma uygun müzikler kafamda hep dönüyorlar. Nergis Zamanı’nın yazım aşamasında romanda kullandığım müzikleri tekrar tekrar ve saatlerce dinledim.

Müzik sizin için başlı başına bir esin kaynağı mıdır?

Nergis Zamanı dışında, müziğin getirdiği his ve düşüncelerden yola çıkarak yazdığım öyküler de var. Örneğin bunlardan birisi, Çukurova Öykü Ödülü’nü kazandığım, “Baştan” adlı öykümdü. Benim için müzikle edebiyatı birbirinden ayırmak güç.

Ya yazarken?

Yazdıklarımda cümlelerin akışkanlığını ve ritmini aradığım doğru. Hikâyedeki hareketi, hızı ve ruh halini cümleyi kurma şeklime yerleştirmeye ve ritmi bu şekilde okura yansıtmaya uğraşıyorum.

........

© 9 Eylül Gazetesi