Ben Atatürk Orman Çiftliği: 100 yaşındayım
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) 100.Yaşında.
AOÇ, Atatürk Döneminde tarımla ilgili uygulamaların bir göstergesi.
Bu nedenle AOÇ ile ilgili tespit ve etkinliklere değinmeden önce, Atatürk’ün tarıma yönelik uygulamaları ve eylemlerini çok özetle yeniden anımsatmakta ve gündeme getirmekte yarar.
Bunlar; "Köylülere Toprak Dağıtılması ya da Toprak Devrimi, Çiftçilerin Örgütlenmesi ve Kooperatifleşme, Tarımsal Eğitim Çalışmaları, Tarımsal Ar-Ge, Tarımsal Desteklemeler ve Ziraatçı Atatürk" başlıklarında toplanabilir.
Köylülere Toprak Dağıtılması ya da Toprak Devrimi
Atatürk, milletin büyük çoğunluğunu oluşturan köylülerin yaşamlarını iyileştirmek için, onların toprak sahibi olmalarının gerektiğini biliyordu. Bu amaçla 1928’den 1937’e değin TBMM açılış konuşmalarında sürekli olarak bu konuyu gündeme getirmiş.
Sonuncusu şu:
“Bir defa memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilecek toprağın, hiçbir sebep ve suretle bölünemez bir maliyet alması, büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgesinin nüfus kesafetine ve toprak verim derecesine göre sınıflamak lazımdır (1 Kasım 1937, TBMM Açış Konuşması).
Atatürk’ün yönlendirmesiyle, kuruluş yıllarında köylüleri toprak sahibi yapmaya yönelik kimi kanunlar kabul edildi. Bu bağlamda da topraksız ve az topraklı köylülerin bir kesimine toprak dağıtıldığı biliniyor. Atatürk’ün ölümünden sonra, 2. Paylaşım Savaşı’nın da getirdikleri olumsuzluklar eklenince çiftçiyi topraklandırma konusu, neredeyse 1945 yılına kadar askıda kaldı. 1945 tarihinde, Atatürk’ün söylevleri doğrultusunda 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu kabul edildi. Yasa, büyük toprak sahiplerinin topraklarının kamu mülkiyetine geçirilmesini, bunların bir kesimini topraksız ve az topraklı köylülere dağıtılmasını ve kırsal bölgelerde köklü değişiklikleri içeriyordu. Ancak bu yasa uygulanamadı. Siyasete ve ekonomiye egemen olan büyük toprak sahipleri, toprak ağaları, aşiret reisleri ve şeyhler, kanunun hayata geçirilmesini engellediler.
Çiftçilerin Örgütlenmesi ve Kooperatifleşmesi
Atatürk, 1920’den ölümüne kadar geçen süreç içersinde Türk kooperatifçilik hareketine de önderlik yapmıştır. Bu bağlamda, özellikle çiftçilerin kooperatifleşmesi konularında konuşmalar yaptığı, yasaların çıkarılmasında egemen rol oynadığı bilinmektedir.
İki söyleminden örnek verelim:
“Kooperatif teşkilatı, her yerde sevilmiştir. Kredi ve satış için olduğu gibi istihsal vasıtalarını öğretip kullandırmak için de kooperatiflerde istifayı mümkün görüyoruz.” (1 Kasım 1936, TBMM Açış Konuşması).
“Köyde ve yakın köylerde müşterek harman makinalarını kullandırma köylülerin ayrılamayacağı bir adet haline getirilmelidir. ….Zirai sanayi bilhassa üzerinde meşgul olacağımız mevzu olacaktır. Bu arada sütçülüğe, süt sanayine önem vermekteyiz. Sırasıyla; şehir ve kasabalarımızın temiz ve ucuz süt mamulatı ihtiyacını temin edecek fabrikalar tesisinse ve bununla ahenkli bir surette köylerdeki sütleri kıymetlendirecek ve satışı kolaylaştıracak kooperatifler teşkiline çalışılacaktır” (1 Kasım 1937, TBMM Açış Konuşması).
Tarımsal Eğitim Çalışmaları
1927 yılında, “Ziraat ve Baytar Enstitüleri ile Ali mekteplerin tesisine ve ziraat tedrisatının ıslahına ait kanun" çıkarıldı. Yasanın uygulanması doğrultusunda 1930 yılında Ankara........
© 12punto
