Kemalizmin doğuşu
Atatürk, hayatı boyunca kendini Türk Devrimi’ne adamış ve hep Türk Devrimi’nden söz etmiştir. Bu düşüncesini Kurtuluş Savaşı yıllarından başlayarak Türk Cumhuriyeti’ni kurmuş ve ülkemizde büyük bir dönüşümü başlatmıştır. Ülkemizdeki bu büyük dönüşüm, Kemalist Hareket ya da Kemalizm olarak adlandırılmıştır. Anadolu’daki ulusal direniş devam ederken İstanbul Hükûmeti, bu büyük önderin etrafında toplananları; 16. ve 17. yüzyıllarda Osmanlı yönetimindeki Anadolu’da, Yavuz Sultan Selim döneminde başlayan ekonomik, sosyal, askerî ve siyasî nedenlerle ortaya çıkan ve binlerce Türkmen’in devlet otoritesinin bozulması, halkın üzerindeki çekilmez vergi yükü, rüşvet, zulüm ve kayırmanın çoğalması sonucu patlak veren Celalî isyanlarına benzeterek “Kemalî” şeklinde anmayı tercih etmiştir. Osmanlı döneminin 16. yüzyıldaki ayaklanması olan Celalîler’e benzetilerek “Kemalî” denilmesi, aslında Mustafa Kemal etrafında toplananları aşağılamak amacıyla yapılmıştır. Ancak Batılılar, Mustafa Kemal’in önderliğindeki kurtuluş hareketini “Millîler” ya da “Millici” olarak nitelendirmiş, bu ulusal hareketi Mustafa Kemal’den dolayı Kemalist Hareket ya da Kemalizm olarak adlandırmışlardır.
İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Robeck, Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği 28 Eylül 1920 tarihli raporunda “Kemalist Hareketten” ve “Kemalizm”den söz etmiştir. İstanbul Hükûmeti ile Anadolu’ya gönderilmesi düşünülen heyetin, Kemalist hareketin önderliğiyle pazarlığa girişmesi gerektiği belirtilmiş ve bu hareket “Kemalizm” olarak........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d