menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İmamoğlu Dosyası: Yargı, İktidar-Muhalefet Ayırmamalı

15 1
17.11.2025

Fotoğrata 19 Mart’ta gözaltı alınırken çaktiği kayıtta görülen İBB Başkanı İmamoğlu binlerce yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor. İddianamede hukuk-ötesi bir siyasi suçlama dili var. Yargı, iktidar, muhalefet ayırmamalı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ekibinin tutuklu olduğu örgütlü suç soruşturmasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 3,900’e yakın sayfalık iddianame düzenlendiği açıklandı. Sosyal medyada dolaşan bir PDF belgenin iddianamenin tamamı olduğu söyleniyor. Sanırım iddianamenin tam sureti olduğunu düşünerek bu belgeyi okuyan bir kısım kanaat önderleri kanaatlerini kamuoyu ile paylaşıyorlar.

Taha Akyol, Karar.com’daki 14 Kasım 2025 tarihli yazısında: “İBB iddianamesinde suç sayılan birçok fiil, öteden beri ve AK Partili belediyelerce de uygulanan icraat; ihale alan şirketten, kamu yararına bağış istenmesi. CHP’ye gelince suç oldu. Nitekim savcı bu fiilleri sadece CHP dönemi için araştırdı, İBB’nin AK Partili dönemine gözünü kapadı. İddianamede hukuk-ötesi bir siyasi suçlama dili var: İmamoğlu, Cumhurbaşkanı olunca ‘rüşvet, usulsüzlük ve yolsuzluk çarkını ülke geneline yayılmasını hedefliyor’muş” diyor.

Bu icraatların varlığını ve ne kadar yaygın olduğunu iyi bilirim; bunun ülkemizi sarmaşık gibi sarmış, çok eskiden beri süren ölümcül bir yönetim kültürü olduğunu belirterek kıdemli gazeteci Akyol’un tespitine katılırım.

Azimli fakat geçimini zor temin eden genç bir avukat iken ufak tefek marka, tahsilat işlerini yaptığım büyük şirketin Balat’taki fabrikası Dalan döneminde hukuksuz olarak yıkılmış, arsası ise yok pahasına kamulaştırılmıştı. Belediyeden hakkını hukuk yoluyla alacağına inanmayan şirket sahipleri belki bir şey çıkarırım umuduyla kamulaştırma bedelini artırma davasını bana verdiler. Davayı kazandım; fabrika binası ve arsa için mahkeme, Belediye’nin bugünün parası ile 900 Milyon TL’yı aşan bir bedeli şirkete ödemesine karar verdi. Kararı icraya koydum fakat haczedecek malı olmayan Belediye, “param yok, olanı da kamu hizmetine tahsisli” diyerek parayı ödemiyordu. Neredeyse her gün “ne zaman ödenir” diye sormaya gittiğim Belediyenin muhasebe görevlileri ile ahbap olmuştuk. Kapılarında yüzüm göründüğünde başlarını geriye kaldırıp “cık” çekmelerinden “bugün de sana para yok” cevabını alıyor, geri dönüp şirket patronuna rapor ediyordum.

Dalan’ın seçimi kaybedeceğinin belli olduğu seçimden üç gün önce patron, seçimden sonra tahsilatın daha da uzayacağı düşüncesiyle “içinden ne kadar istiyorlarsa alsınlar, paramızı ödesinler” talimatıyla” bana parayı tahsil etme görevi verdi. Utana sıkıla ve yetkililer tarafından üst makamlara........

© yetkinreport.com