YAZIYA YAZI KATMAK
Eleştiri ve deneme iki akraba türdür. Bu türleri iyi tanıdığımız zaman, onların birbirlerine kattıklarını anlarız. Sohbet havasında başladığınız bir deneme, çözüm ve eleştirilerle bambaşka bir edebi çeşide dönüşebilir. Onun için iki edebi türü oldukça yakın bulurum. Bu türler, yazıya yazı katarlar. Eleştiri yapmak ne derece zorsa deneme yazmak da o derece kolaydır. İyi bir deneme okuru, eleştiri okumakta zorlanmaz. Deneme yazarı da apansız eleştiriye geçiş yapabilir. İçiçe geçmiş bu türler, yazmamızı da kolaylaştırır. İki yazı türü de kapı komşusu gibidirler.
Her daim söylerim. Kalem tecrübesi olan denemeyle başlayalım, eni sonu başka türlere geçeriz. Bacon, Montaigne, İsmet Özel, Ahmet Hamdi Tanpınar, Rauf Mutluay, Vedat Günyol denemelerini okuduğumuz zaman, denemenin ne olduğunu anlarız. Biraz sohbet, azcık talim, epey de okuduğunuz zaman denemenin sahiline vurursunuz. Deneme tecrübi bir yazı türüdür. Malzeme fazlası bilgi, biraz da okuma denemeye dönüşür. Deneme okumakla başattır. Eleştiri de epey okuma ve kaynakça kültürü ister. Denemenin okuma egzersizleri eleştiriden azdır. Eleştiri okumaları makaleye daha yakındır. Daha türlere dönük bir okuma eleştirinin kaynağıdır.
Eleştiri kadim ve eski bir türdür. Başka bir alemdir. Tenkidin tarihi insanın tarihi kadar eskidir. Münekkit de kolay çıkmaz. Okudukça, yazdıkça eleştirel bir yol alırsınız. Kaynak üstüne kaynak, kitap üstüne kitap koymak lazımdır. Her okuyan eleştiri de yapamaz. Fethi Naci, Abdulbaki Gölpınarlı, Nurullah Ataç, Mehmet Kahraman, Mehmet Kaplan, Ali Nihad Tarlan, Orhan Okay eleştirinin yerli ustalarıdır. Eleştirmen iyi okumalıdır. Okuma, yaşama,........
© Yeşilgiresun
