menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

NİÇİN YAZA MIYORUZ?

16 0
09.09.2025

En sık karşılaştığım öğrenci sorularından birisi budur. Niçin yaza mıyoruz sorusu, Yahya Kemal Beyatlı'nın “Resimsizlik ve Nesirsizlık” adlı eleştiri yazısında karşılık bulmuştur. Yahya Kemal'in denemesi güzel olduğu kadar, yazmanın da mecburiyetini anlatır. Okumanızı öneririm. Yazmamamızın ya da az yazmamızın epey görünür nedenleri vardır. Yazımızda bunu mesele ediyoruz. Kendimizden başlayan ve ötekine kadar sirayet eden bir az yazma öykümüz var diyelim. Yaz geçer de yazı kalır gerçeğinden hareketle yazma meselemizi aydınlatalım.
Niçin yaza mıyoruz ya da niçin az yazıyoruz sorusunun birinci nedeni, okur olamayan bir çevrede yaşamamızdır. Günlük bir gazeteyi, kitabı okumayan malum bir çevremiz mevcut. Okur ya da yazar olmak ayrı bir gerçekliktir. Okur başka okuryazar olmak başka şeydir. Taşrada çevreniz okuryazardır. Hem okur hem yazar olmak ayrı bir çaba ister. Bu da iyi bir okur çevresiyle olur. Edebiyat mahfili, yazar çevresi okuma ve yazmayı teşvik eder. Okuyan, yazan, fikreden, tezekkür eden bir çevre sizi yazmaya itecektir. Bu arada siz de okur ve yazar hale gelirsiniz. Deneyin derim. Bu çevreler de size katkı koyacaktır. Okuma listesi, kütüphane, kitaplık, okuma grupları bu çevrenin özellikleridir. Böyle bir çevre sizi düşünce zengini kılar. Edebiyat grupları, okuma halkaları, yazma atölyeleri, Instagram, facebuk, watsap, nextsosyal arkadaş grupları okumanın ve yazmanın aracı durumundadır.
Düzyazı yoksulluğumuza ya da yazma fakirliğimize ikinci engel, yanlış okumalarımızdır. Mesela, gezen okuyandan çok bilir ezberi böyledir. Yolculuk, yazmakla mukayese edilemez hem gezerim hem okurum daha doğrudur. Yazmak, retorik ve pratik ister. Yolculuk, bir yürüyüş disiplinidir. Türkçe şuurunun eksik olması, bu tür ezberleri yaşamımızı sokuyor. Yazmak bir tutkudur. Okumanın arife olduğu yerde, yazmak bir sonuçtur.........

© Yeşilgiresun